Beekeeping is an area open to development. There can be significant differences from region to region. Even within the same region, it is affected by many factors. In this study, the structural features and production problems of beekeeping enterprises in Malatya province were examined. The results of 77 surveys conducted between November 2020 and February 2021 for those engaged in beekeeping activities were evaluated. It was observed that the average honey yield per hive was 11.87 kg.
This amount was found to be different in a statistically significant degree from Turkey's average. In this study, unlike other studies, a different result was found from the answers given to the question of the creatures known to be most harmful to the bee. Of the answers to this question, 68.8% were bee-eaters, 24.7% were wild bees, 3.9% were hedgehogs and 2.6% all of them. Consequently, considering the studies on beekeeping problems, it is noteworthy that a standard cannot be reached in general. The reason for the differences in the studies may be of regional origin. Or it may be that some distinctions are not fully made in the studies. Besides, for better results, first of all, accurate and reliable data should be obtained. For this purpose, more comprehensive data can be obtained by ensuring that beekeepers keep records about the sector. Due to regional differences, universities or provincial directorates of agriculture may take the lead in conducting surveys or field studies by the people of the region.
Arıcılık gelişime açık bir alandır. Bölgeden bölgeye ciddi farklılıklar olmasının yanında, aynı bölge içerisinde dahi birçok faktörden etkilenebilmektedir. Bu çalışmada Malatya ilinde arı yetiştiriciliği yapan işletmelerin yapısal özellikleri ve üretimlerine ilişkin sorunları incelenmiştir. Arıcılık faaliyeti ile uğraşanlara yönelik 2020 yılı Kasım ayı ile 2021 yılı Şubat ayları arasında yapılan 77 adet anket sonuçları değerlendirilmiştir. Çalışma sonunda kovan başına ortalama bal veriminin 11.87 kg düzeyinde olduğu belirlenmiştir. Bu miktar Türkiye ortalamasından düşük ve bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.001). Bu çalışmada, diğer çalışmalardan farklı olarak sorulmuş olan arıya en çok zarar veren canlılar arasında farklı bir sonuç bulunmuştur. Bu soruya verilen cevaplar; %68.8 arı kuşu, %24.7 yabani arı, %3.9 kirpi, %2.6 hepsi şeklindedir. Sonuç olarak, arıcılık sorunları üzerinde yapılan çalışmalar göz önüne alındığında genel olarak bir standarda ulaşılamaması dikkat çekicidir. Çalışmalardaki farklılıkların nedeni bölgesel farklılıklardan kaynaklı olabileceği gibi çalışmalarda bazı ayrımların tam olarak yapılmaması da olabilir. Bunun yanında, daha iyi sonuçlar için öncelikle doğru ve güvenilir veriler elde edilmesi için arıcıların, sektörle ilgili kayıt tutmaları önerilebilir. Bölgesel farklardan dolayı anket veya saha çalışmalarının bölge insanları tarafından yapılması için üniversiteler veya tarım il müdürlükleri öncülük yapması da önerilebilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2022 |
Gönderilme Tarihi | 12 Temmuz 2021 |
Kabul Tarihi | 4 Kasım 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 19 Sayı: 1 |
https://dergipark.org.tr/tr/download/journal-file/20610
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.