Öz
Günümüzde deniz haydutluğu ve gemilere karşı işlenen silahlı soygun eylemlerinin ulaştığı düzey, küresel boyutta denizcilik faaliyetle-rinin yürütülmesini güçleştirmekte ve deniz güvenliği bakımından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Uluslararası deniz hukukunun en temel kayna-ğı konumundaki 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (BMDHS), yeni gelişen eylem türleriyle mücadelede yetersiz kalmıştır. Bu sebeple uluslararası toplum bir yandan yeni sözleşmelerle daha önce düzenlenmemiş eylemleri de yaptırıma tabi tutmuş; bir yandan da, BM Örgütü’nün kararlarıyla askeri operasyonlar da dâhil etkin bir mücadele gerçekleştirmiştir. Küresel mücadelenin başarısı, aslında bölgesel işbirli-ğinin uygun araçlarla yürütülmesine bağlıdır. Somali karasuları ve açıklarında ortaya çıkan deniz haydutluğuyla mücadelenin devamı niteliğindeki 2009 Cibuti Kodu ve 2017 Cidde Değişikliği, dinamik bir gelişim göste-rerek, deniz güvenliğinin sağlanmasında önemli bir bölgesel işbirliği örneği oluşturmaktadır.