Türkçe eğitimi, öğretiminden, “ana dili / anadili” eğitimi, öğretimi değil, “ana dil / anadil” eğitimi, öğretimi anlaşılmalıdır. Ana dil, Anayasa’da ifadesini bulan, milletin çok büyük bir kısmının da hem ana dili, hem de ana / baba dili olan, tek dildir. Okullar düzeyinde eğitimi ve öğretimi iyileştirilmeye çalışılan dil de bu “ana dil”dir. Hâlbuki ilgili yazılarda, kitaplarda, alana hâkim birçok yazar yaygın bir biçimde “ana dili / anadili” terimini kullanmakta, dolayısıyla ana dil eğitimi öğretimi ile ana dili eğitimi öğretimi terimleri birbirine karıştırılmaktadır. Bu doğru bir kullanım değildir. İlgili yazılarımızda[1], bilimsel toplantılardaki sözlü ya da yazılı paylaşımlarımızda, ısrarla konu defalarca dile getirildiği, yanlış bir kullanımın da söz konusu olduğu yine herkes tarafından kabul edildiği hâlde, yanlış kullanımların sürdürüldüğü, bir iyileşmenin olmadığı görülmektedir. Nasıl kullanılırsa kullanılsın kullanımdan tek bir dil, Türkçe, Türk dili algılanıyor, anlaşılıyorsa sorun yoktur. Ancak Türkiye sınırları içinde, ana dili ifadesinden, ana babanın, çocuklarının günlük dil olarak kullandığı Kürtçe, Zazaca, Gürcüce, Rumca, Arapça vb. ana dil olarak anlaşılıp algılanıyor, bu dillerin ana, resmî, Anayasa’da yer alan diller olması isteniyor ise orada sorun vardır.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2015 |
Gönderilme Tarihi | 3 Şubat 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 2015: TÜRKÇE ÖĞRETİMİ ÖZEL SAYISI |