Gilles Deleuze çağdaş Fransız felsefesinin düşünceleriyle dünyada söz sahibi olmayı başarmış önemli filozoflarındandır. Erken dönem çalışmalarında birçok filozof üzerine eserler yayımlayan Deleuze, özellikle Spinoza, Bergson, Nitezsche, Whitehead gibi filozoflardan etkilenmiştir. Bu filozofların her biri özgü farklılıklarıyla beraber temelde içkinci bir ontolojiyi savunmuşlardır. Aşkıncılığı reddeden içkinci fark felsefesiyle Deleuze, adı geçen filozoflarla ortak bir felsefi düzlemi paylaşır.
Deleuze’ün fark felsefesine göre oluşun dışında, ona üstün ideal bir varlık planı yoktur. Tanrı, idea, öz, töz vs., görünüşler düzleminin ardında, onlara üstün olduğu varsayılan yaratıcı ilkeler yoktur. Yaşam kendini var etmek için dışsal bir kudrete ihtiyaç duymaz. Deleuze göre bu haliyle tüm varoluş maddi karakterdedir.
Deleuze’ün madde temelli felsefesi, Tanrısız bir evrende insani deneyimi aynı maddi düzlemde tanımlar. Buna göre insan, aşkın ya da tarihsel koşulların bir ürünü olmak zorunda değildir. Maddi oluşa ait virtüel boyut, insan için neden-sonuç zorunluluklarından çıkmanın bir olanağıdır. İnsan, oluşa ait virtüel imkân sayesinde neden-sonuç ilişkileriyle koşullu tarihin dışına çıkma şansının yakalar. Bu çalışma, Deleuze’ün içkinci ontolojisinden hareketle, insanı yaratıcı kılan insan-tarih-virtüel ilişkisini incelemeyi amaç edinmektedir.
Anahtar Kelimeler: Ateizm İçkinci ontoloji Virtüel Yaratıcılık Tarih
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Sosyolojisi, Sosyoloji (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Ekim 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 4 Sayı: 2 |