İslâm hukuku Türklerin İslâmiyet’i kabulüyle birlikte Türk hukuk tarihinde yerini almış ve Türk hukuk tarihinin büyük bir kısmını teşkil etmiştir. Diğer Türk devletlerinde uygulanan İslâm hukuku Osmanlı İmparatorluğu’nda da uygulanmıştır. Fakat rönesans sonrası meydana gelen değişim ve dönüşüm Batı medeniyetinin endüstri ve teknoloji alanında ilerlemesine sebep olmuş, Osmanlı ise bu değişim ve dönüşümü takip edememiştir. Tanzimat döneminde yönetim kadrosu yüzünü Batı’ya çevirmiş ve içinde bulunduğu olumsuz durumdan ancak bu sayede kurtulabileceğini ümit etmiştir. Bu dönemde yapılan Batı tarzı reformlardan hukuk da nasibini almış, Tanzimat Fermanı’nın (1839) ilanından sonra Batı tarzı kanunlar iktibas edilmeye başlanmıştır. Tanzimatla başlayan bu hukuki değişim nihayet Cumhuriyet dönemi idaresinin kararıyla 1926’da tamamen Batı kanunlarının kabulüyle sonuçlanmış ve İslâm hukuku ile olan bağ koparılmıştır. Cumhuriyet dönemi modern hukukçuları yürürlükte olmamasına rağmen eski hukuka taalluk eden davaların çözülmesi, mukayeseli hukuk çalışmaları, Türk hukuk tarihinin aydınlatılması gibi nedenlerle İslâm hukuku hakkında çalışmalar yapmış ve bu hukuk sistemi hakkında değerlendirmelerde bulunmuşlardır. Bazı modern hukukçular oryantalist kaynaklardan beslenmeleri, İslâm hukuku hakkındaki malumat eksikliği ve ideolojik/siyasi mülahazalar gibi sebeplerle İslâm hukukunun değişmez bir hukuk sistemi olduğu, bu nedenle değişen zamanın şartlarına mutabakat sağlayamadığı şeklinde olumsuz kanaate sahip olmuşlardır. Diğer bir kısım modern hukukçular ise bu hukuk sisteminin çok gelişmiş bir hukuk üretme mekanizmasına ,toplumların hukukî ihtiyaçlarına cevap verecek kapasiteye ve dinamizme sahip olduğu kanaatine varmışlardır. Ayrıca bu hukukçular yaptıkları mukayeseli çalışmalarla İslâm hukukunun diğer hukuk sistemlerinden ne derece ileri bir hukuk sistemi olduğunu göstermeye çalışmışlardır. İslâm hukukunun kıymetini taktir eden hukukçulardan bir kısmı ise yeni hukukumuzu eski hukukumuzun devamı olarak görmüş ve bu yönde çalışmalar yapmışlardır.
Bu çalışma Prof. Dr. Ali İhsan Pala danışmanlığında 2024 tarihinde tamamladığımız Cumhuriyet Dönemi Türk Hukukçularının İslâm Hukuku Hakkındaki Yaklaşımları başlıklı doktora tezi esas alınarak hazırlanmıştır.
Islamic law entered Turkish legal history with the adoption of Islam by the Turks and constituting a significant portion of Turkish legal history. Islamic law applied in other Turkish states was also applied in the Ottoman Empire. However, the changes and transformations that occurred after the Renaissance led to advancements in Western civilization in the fields of industry and technology, while the Ottoman Empire was unable to keep pace with these developments. During the Tanzimat period, the Ottoman Empire’s management elite seeking to ameliorate the nation's declining fortunes, sought inspiration from Western models, with the result that Western-style reforms influenced the legal system. Following the proclamation of the Tanzimat Edict in 1839, a series of legal innovations, including the adoption of Western-style laws, ensued. This period of legal transformation, initiated by the Tanzimat, culminated in 1926 with the complete acceptance of Western laws by the Republican administration, thereby severing ties with Islamic law. During Republican era, legal scholars conducted studies on Islamic law despite its non-application, addressing issues related to cases pertaining to former laws, comparative law studies, and illuminating Turkish legal history. However, some modern legal scholars, have expressed a nagative view Islamic law, perceiving it as an immutable legal system that fails to adapt to changing conditions. This perception is influenced by a number of factors, including reliance on orientalist sources, a lack of knowledge regarding Islamic law, and ideological and political considerations.In contrast, other modern jurists have come to the conclusion that Islmac law has a very developed law production mechanism and the capacity and dynamism to respond to the legal needs of societies. In their comparative studies, these these scholars have sought to demonstrate the degree to which Islamic law can be regarded as an advanced legal system in comparison to other system. Conversely, some legal scholars who acknowledge the value of Islamic law regard our new legal system as a continuation of traditional legal framework and have conducted studies in this direction.
This article is extracted from my doctorate dissertation entitled “The Approaches of Turkish Lawyers of the Republic Period on Islamic Law”, supervised by Prof. Dr. Ali İhsan Pala (Ph.D. Dissertation, Atatürk University, Erzurum, 2024).
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Hukuku |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Mart 2025 |
Gönderilme Tarihi | 12 Ekim 2024 |
Kabul Tarihi | 17 Mart 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 56 |