The burden of proof is the responsibility to provide justification to support any claim. This issue, known as onus probandi to have a legal dimension, comes up in discussions about the existence of God in philosophy of religion. According to this claim, a belief is rational insofar as it is justified. If a belief is not sufficiently justified, it is wrong, irrational or immoral. Although there are many studies on the burden of evidence, in-depth analyses of the source and nature of the burden are quite limited. These studies contain some presuppositions on the burden of evidence, focusing on the side of the burden, what kind of evidence is needed and sufficient. However, the lack of analyses makes it difficult to provide a common ground on this issue. Contrary to the common approach, this study does not contain any presuppositions, but it questions this approach and subjects the source, nature and boundaries of the burden to philosophical analysis. In this way, it is aimed to develop an original, rational, objective, and strong perspective on the burden of evidence. To achieve this goal, discussions are held to determine the boundaries of evidence, the nature of the claim and the plaintiffs. In order to determine these boundaries, attention is drawn to the differences between evidence, proof, argument and justification. The source of the burden and the reasons why it is expressed as a burden are examined through the investigation into the nature of the claim. By questioning who the plaintiff is, the positions that bring up the burden are examined. Thus, the possibility of talking about a burden in the real sense can be discussed comparatively. The results show that rational discussions can be carried out on the burden of evidence if a consensus is reached on these points.
Philosophy of Religion Evidence Proof Justification Burden Plaintiff
İspat yükü, herhangi bir iddiayı desteklemek için gerekçe sunma sorumluluğudur. Hukuki bağlamına aşina olduğumuz bu konu aslında sosyal yaşamdan matematiğe, dini inançtan bilimsel bir hipoteze veya teoriye kadar pek çok farklı bağlama sahiptir. Din felsefesinde ise Tanrı’nın varlığı veya yokluğu konusundaki tartışmalarda kanıt yükü şeklinde gündeme gelmektedir. Dini inanca dair doğruluk iddiasında bulunmanın getirdiği bu yük, gerekçelendirildiği ölçüde bir inancın rasyonel sayılabileceği düşüncesini temel almaktadır. Bu bakış açısına göre, bir inancın rasyonel ve ahlaki olabilmesinin zorunlu koşulu, yeterli kanıta veya gerekçeye sahip olmaktır. Kanıt yükünü konu edinen birçok çalışma olmasına rağmen yükün kaynağına ve mahiyetine dair derinlemesine analizler oldukça sınırlıdır. Mevcut çalışmalar kanıt yükünün varlığına veya yokluğuna dair bir ön kabul içermekte ve genellikle yükün kimin omuzlarında olduğuna odaklanmaktadır. Ayrıca ne türden kanıtlara gerek olduğu ve hangi şartları taşıdığında kanıtların yeterli görülebileceği sorularına yanıtlar aramaktadır. Fakat kanıt yükünün temeline dair analizlerin eksikliği, bu konuda ortak bir zemin sağlamayı ve ikna edici sonuçlara ulaşmayı engellemektedir. Bu çalışma, literatürdeki yaygın kanaatin aksine kanıt yükü konusunda herhangi bir ön kabul içermemekte, bilakis bu ön kabulü sorgulayarak yükün kaynağını, mahiyetini, sınırlarını, taraflarını ve yöntemini felsefi analize tâbi tutmaktadır. Bu sayede kanıt yüküne dair özgün, rasyonel, objektif ve güçlü bir bakış açısı geliştirmek hedeflenmektedir. Bu hedefe ulaşmak için bu çalışmada kanıtın sınırlarını, iddianın mahiyetini ve müddeilerin pozisyonlarını tespit etmeye yönelik tartışmalar ortaya konmaktadır. Kanıtın sınırlarını belirlemek üzere kanıt, ispat, delil, argüman ve gerekçelendirme kavramları arasındaki farklılıklara dikkat çekilmekte ve böylece yükün sınırları belirlenmektedir. İddianın mahiyetine dair soruşturmayla yükün kaynağı ve neden bir yük olarak ifade edildiğine dair gerekçeler incelenmektedir. Müddeinin kim olduğu sorgulanarak, kanıt yükünü gündemine alan pozisyonlar irdelenmektedir. Böylece gerçek anlamda bir yükten bahsetmenin imkânı karşılaştırmalı olarak tartışılabilmektedir. Elde edilen sonuçlar, müddeiler, iddialar ve yük konusunda fikir birliği sağlandığı takdirde kanıt yükü konusunda rasyonel tartışmalar sürdürülebileceğini göstermektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Felsefesi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2025 |
Gönderilme Tarihi | 12 Nisan 2025 |
Kabul Tarihi | 10 Eylül 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 58 |