İslam tarihinde 16. yüzyıl, Müslüman toplumlarda yeni düzenlerin ortaya çıkması itibariyle dikkat çekicidir. Bu yüzyılda Osmanlılar, Safevîler ve Bâbürlüler şeklinde üç büyük devlet ve Timurlular topraklarında Özbekler ve Kazaklar şeklinde hanlıklar ortaya çıkmıştır. Bu yeni düzenler, beraberinde yeni çatışma alanlarını ve aralarında çok boyutlu bir rekabeti ön plana çıkarmıştır. Şeybânîler ile Safevîlerin rekabeti özellikle ekonomik değeri yüksek topraklar olan Horasan üzerinde çakışınca meydana gelmiştir. Şeybânî hanları, Mâverâünnehir ve Horasan’da tek bir yönetim oluşturmak istemişlerdir. Buna karşın Safevî şahları Timurlu şehzadelerin miras hakkını öne sürerek açıkça Şeybânî hanlarına meydan okumuş ve Horasan’ın Timur’un varislerine iadesini talep etmişlerdir. Bundan dolayıdır ki taraflar arasında savaşlar meydana gelmiştir. Denilebilir ki, bütün bu savaşlarda son tahlilde galibiyeti elde eden Safevîlerin, Şeybânîlere karşı takip ettiği ana siyaset savunma pozisyonunda kalmak ve Horasan hâkimiyetini kaybetmemek şeklinde olmuştur. Bu savaşlardan Merv, Câm ve Ribât-ı Puryân, tarihi verilerle mutabık bir şekilde büyük meydan muharebeleridir. Bunlardan Merv savaşı Şeybânî Özbek Hanlığı’nın kısa süreli dağılmasına ve Mâverâünnehir ile Horasan topraklarının Şah İsmail ve Bâbür Sultan arasında paylaşılmasına sebep olmuştur. Cam savaşı, Şeybânî Han’dan sonra Safevîlerle mücadele etme ve onların ilerleyişine engel olma siyasetini devralan Ubeydullah Han’ın Horasan seferlerinin başlangıcını teşkil etmiştir. Safevîler ile Şeybânîler arasındaki savaşlar en son Timurluların sağladığı Mâverâünnehir-Horasan merkezli coğrafî bütünlüğün parçalanması ile neticelenmiştir. Diğer taraftan Safevîler yine en son Timurluların temsil ettiği Mâverâünnehir-Horasan merkezli Sünnî düşünceye dayalı bütünlüğü Horasan bölgesini Şiîleştirerek parçalanmanın bir diğer kapısını aralamıştır. Bu savaşlar ayrıca kadim İpek Yolu’nun kavşak ve merkezî yerleri olan Mâverâünnehir-Horasan merkezli ticarî bütünlüğün parçalanması şeklinde de anlaşılmalıdır. Son olarak bu savaşlar Mâverâünnehir-Horasan şehirlerinde ilmî-kültürel alanda da parçalama meydana getirmiştir. Eğer muhakkak söylemek gerekirse Mâverâünnehir-Horasan merkezli yaşanan tüm bu çatışmalar Müslüman toplumları yeni bir tıkanmanın içine dahil etmiştir. Bu rekabette özellikle Osmanlılar ile Şeybânîler, Osmanlılar ile Bâbürlüler ve Şeybânîler ile Bâbürlüler arasında Safevîler bir blokaj oluşturmuş ve İran-Azerbaycan-Basra üzerindeki Şark İslam’ı ile Osmanlı Garp İslam’ı arasında jeo-politik bir kopuş meydana getirmiştir. Bu kopuş sebebiyle Şark İslam’ı ile Garp İslam’ı arasında insan-toplum, bilgi-fikir ve mal-ticaret hareketliliği ve akışı bu yüzyıl itibariyle tıkanmaya başlamıştır. Safevîlerin oluşturduğu bu blokaj örneğin Mâverâünnehir, Türkistan ve Horasan dinamikleri insan, bilgi ve ticaret kaynağı olarak Osmanlıları beslememeye başlamıştır. Bu dinamikleri Safevîler yönetmiş ve bundan dolayı büyük bir güç elde etmişlerdir. Bu gücü özellikle Osmanlılar ve Şeybânîler ile çatışmaya dayalı bir şekilde kullanması 16. asır itibariyle tüm Müslüman toplumlar arasında insan hareketliliğinin tıkanmasını ve demografik durağanlaşmayı, ilmî akışın bozulmasını ve durağanlaşmasını, ticarî hareketliliğin tıkanmasını ve ilerleyen asırlarda Müslümanların dünya kamuoyunda etkisinin azalmasını beraberinde getirmiştir. Bu çalışma Şeybânîler ile Safevîlerin kuruluş dönemi (1500-1524) rekabetine odaklanarak bunların özellikle Timurluların mirasını elde etmeye yönelik çok boyutlu bir mücadele verdiklerini gözler önüne sermiştir. Dahası bu mücadelenin bıraktığı en tahrip edici sonucun Mâverâünnehir-Horasan merkezli Şark İslam’ında var olan siyasî, coğrafî, dinî, mezhebî, ticarî, ilmî ve kültürel bütünlüğün parçalanması olduğunu tahkik etmiştir.
Tarih İslam Tarihi Safevîler Şeybânîler Horasan Mâverâünnehir
Bu çalışmanın hazırlanma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyulduğu ve yararlanılan tüm çalışmaların kaynakçada belirtildiği beyan olunur.
In Islamic history, the 16th century is remarkable for the emergence of new orders in Muslim societies. During this century, several powerful states, including the Ottomans, Safavids and Baburids, as well as khanates like the Uzbeks and Kazakhs, arose in the territories previously controlled by the Timurids. These emerging actors brought to the forefront new areas of conflict and a multi-dimensional competition between them. It can be said that the main policy pursued by the victorious Safavids against the Shaybanids was to maintain a defensive position and not lose control over Horasan. Among these wars, battles such as the Battle of Merv, the Battle of Jam, and the Battle of Ribat-i Puryan stand out as significant engagements supported by historical evidence. The Battle of Merv caused the Shaybanid Uzbek Khanate to temporarily collapse, and the divisions of Mawarannahr and Horasan lands between Shah Ismail and Babur Sultan. The Battle of Jam marked the beginning of Ubaydullah Khan's campaigns in Horasan, who succeeded Shaybanid Khan and aimed to combat the Safavids and hinder their advance. Safavids and the Shaybanids wars which began with the aim of obtaining the legacy of the Timurids during their establishment period, ultimately resulted in the fragmentation of the geographical integrity centred around Mawarannahr-Horasan, which was last established by the Timurids. Conversely, through their Shiitization of the Horasan region, shattered another facet of the Sunni-based unity that the Timurids had previously embodied in Mawarannahr-Horasan. These wars should also be understood as leading to the fragmentation of the commercial integrity centred around Mawarannahr-Horasan, which served as the crossroads and central locations of the ancient Silk Road. Finally, these conflicts also contributed to fragmentation in the intellectual-cultural sphere in the cities of Mawarannahr-Horasan. In essence, all these conflicts centred around Mawarannahr-Horasan resulted in a geo-political fragmentation leading Muslim societies into a new phase of stagnation. The Safavids established a blockade, especially between the Ottomans-Shaybanids, Ottomans-Baburids and Shaybanids-Baburids, resulting in a geo-political break between Eastern Islam in Iran-Azerbaijan-Basra and Ottoman Western Islam. This rupture began to block the mobility and flow of people-society, knowledge-ideas, and goods-commerce between Eastern Islam and Western Islam in this century. The rivalry between the Shaybanids and the Safavids particularly intensified when it intersected over the economically valuable land of Horasan. The Shaybanid khans aiming to establish a single administration in Mawarannahr and Horasan. However, the Safavid shahs openly challenged the Shaybanid khans by asserting the inheritance rights of Timurid princes and demanding the return of Horasan to Timur's heirs. The blockade created by the Safavids, for example, the dynamics of Mawarannahr, Turkestan, and Horasan ceased to nourish the Ottomans as sources of human capital, knowledge, and trade. These dynamics came under the control of the Safavids, leading them to gain significant power. Especially through conflicts with the Ottomans and the Shaybanids, the Safavids wielded this power, causing a stagnation of human mobility and demographic changes, disruption and stagnation of intellectual flow, blockage of commercial mobility, and ultimately a decline in the influence of Muslims on the world stage in the following centuries. This study focuses on the rivalry between the Shaybanids and the Safavids during the founding period (1500-1524), revealing that they waged a multi-dimensional struggle to obtain the legacy of the Timurids. Moreover, the research demonstrated that the most destructive result of this struggle was the disintegration of the political, geographical, religious, sectarian, commercial, scientific, and cultural integrity that existed in Eastern Islam centered in Transoxiana-Khorasan.
History Islamic History Safavids Shaybanids Horasan Mawarannahr
It is declared that scientific and ethical principles have been followed while carrying out and writing this study and that all the sources used have been properly cited.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Tarihi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Eylül 2024 |
Gönderilme Tarihi | 2 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 28 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 11 Sayı: 2 |
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (ESOGUIFD) Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.