Evlilik, bireysel farklılıkların ortak bir paydada eritildiği, iki kişinin benliklerini aşarak bütünleştiği kurumsal bir yapıyı temsil eder. Evliliğin sona ermesine neden olan nedenlerin belirlenmesi kadar, uzun süreli evlilik yaşayan bireylerin evlilikte çatışmalarını nasıl çözdüklerinin belirlenmesi de önemlidir. Bu bağlamda çalışmada, en az beş yıldır evli olan bireylerin yaşadıkları çatışmaların nedenleri ve çatışmalarda kullandıkları baş etme yöntemleri hakkında bilgi toplanması amaçlanmıştır. Araştırma nitel araştırma doğasına uygun olduğu için durum çalışması şeklinde tasarlanmıştır. Örneklem seçiminde kartopu örnekleme tekniği tercih edilmiştir. Görüşmecilerden ses kaydı alınarak deşifre işlemi yapılmıştır. Veriler betimsel analiz ve içerik analizi teknikleriyle analiz edilmiştir. Veriler evlilik sonrası süreçle alakalı karı-koca arasında çatışmaya neden olan durumlar üst başlığında sorumluluk kaynaklı nedenler, davranış-tutum kaynaklı nedenler, sosyo-psikolojik nedenler; eşler arasında çatışmaya neden olan durumlarla başa çıkma yöntemi üst başlığında problem odaklı başa çıkma, duygu odaklı başa çıkma, değerlendirme odaklı başa çıkma başlıkları altında kodlanmıştır. Araştırmada evlilik sonrası sorun olan durumlar incelendiğinde evli erkek ve kadınların daha çok birbirlerinin kişisel özelliklerinden kaynaklı, yani içsel nedenlerle sorun yaşadıkları tespit edilmiştir. Kadınların erkekler için evlilik sonrası sorun olarak ifade ettikleri temalarda, erkeğin, iş veya başka sebeplerle kadın veya çocuklara ilgiyi azaltma, evin geçimi ile ilgilenmeme gibi ev içinde üstlenmesi gereken sorumlulukları yeterince almaması veya alamaması nedeni ile sorunlar yaşandığı tespit edilmiştir. Erkeklerin kadınlar için sorun olarak ifade ettikleri temalarda ise koca, çocuklar veya aile büyüklerine yönelik ses yükseltme, anlayışlı olmama gibi tavır ve hareketlerden kaynaklı sorunlar yaşandığı tespit edilmiştir. Evlilik sonrası süreçte sorun olarak görülen durumlara baktığımızda, temelde gelenek veya toplum tarafından belirlenmiş olan gelin, damat, kaynana, anne, baba, karı-koca vb. rollerinin gerektirdiği davranış kalıplarını bireylerin ilişkilere tam olarak yansıtamama veya yansıtmamasının açtığı sorun alanları dikkat çekmektedir. Evlilik sonrası kadınlar tarafından erkekler için bahsedilen sorunlar, erkek olarak koca rolünün gerektirdiği kadına, çocuklara, aileye ilgi göstermek gibi sorumlulukların yerine getirilemeyişinin yol açtığı sorunlardır. Kadınlar için erkekler tarafından gündeme getirilen sorunlar da benzer şekilde karı-kocanın sorumluluk alanında değerlendirilen konulardaki eksikliklerinden kaynaklı görülmektedir. Dolayısıyla erkek ve kadın olarak evli bireylerin ve ailelerinin evlilik süreci ve sonrasında bu birliktelikten doğan kayın valide, kayın baba, karı-koca gibi rollerindeki uyumsuzluklar çatışma çıkarabilme potansiyeline sahip görünmektedir. Araştırmada dikkat çeken diğer bir husus, sorun olan durumların biraz çaba ile üstesinden gelinebilecek şekilde olmasıdır. Boşanan bireylerin boşanmalarına sebep olan durumlarla karşılaştırıldığında evliliği devam eden bireylerin evliliklerinin uzun sürmesinde etkili olan konulardan birinin görüşme yapılan bireylerin boşanma yaşamış bireylerin deneyimledikleri sorunlarla karşılaşmamış olmaları veya bazı sorunlarla karşılaşsalar bile bu sorunun çiftler arasında boşanmaya neden olacak kadar büyük bir sonuca yol açmamış olması olabilir. Bu araştırmanın sonuçları cinsiyet ve başa çıkma yöntemi bağlamında değerlendirildiğinde olumlu çatışma çözme stili olarak değerlendirdiğimiz problem odaklı başa çıkma yönteminin evli erkek ve kadınlar tarafından benzer oranda tercih edildiği söylenebilir. Literatürde kontrol edilebilir durumlarda, problem odaklı baş etmenin özellikle duygusal odaklı baş etmeden daha etkin olduğu belirtilirken, kontrol edilemeyen durumlarda duygusal odaklı baş etmenin daha etkin olduğu belirtilmiştir. Çalışmada yer alan diğer soru çatışma çözümünde dinin referans olarak alınma durumuyla ilgilidir. Görüşmeciler kendi kontrolleri dahilinde olan günlük durumlar için dini bir referans noktası olarak ifade etmemişlerdir. Karşılaşılan durumların niteliği, zorluk derecesi bireylerin başa çıkmada dini referans almalarını etkilemektedir. Kontrol edilebilir durumlarda bireylerin problem odaklı başa çıkmayı tercihleri de bu durumu desteklemektedir.
Bu çalışmanın hazırlanma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyulduğu ve yararlanılan tüm çalışmaların kaynakçada belirtildiği beyan olunur.
Marriage represents an institutional structure in which individual differences are melted into a common denominator and two people become integrated by transcending their identities. In addition to determining the reasons that lead to the end of marriage, it is also important to determine how individuals in long-term marriages resolve their marital conflicts. In this context, it was aimed to collect information about the causes of conflicts and the coping strategies used by individuals who have been married for at least five years. Since the research is qualitative in nature, it is designed as a case study. The snowball sampling technique was preferred for selecting the sample. Interviews were recorded, and transcripts were made. The data were analyzed using descriptive and content analysis techniques. The data were coded under main themes: causes of conflicts between spouses after marriage, such as responsibility-related reasons, behavior-attitude-related reasons, and socio-psychological reasons; and coping strategies with these conflicts, such as problem-focused coping, emotion-focused coping, and appraisal-focused coping. According to the results of the research, the problems experienced by married individuals are solvable. Married individuals generally preferred the problem-focused coping method in conflict resolution. Married individuals did not refer to religious references in conflict resolution. In examining issues arising after marriage, it has been found that spouses often experience problems due to each other's personal characteristics, or intrinsic reasons. Themes expressed by women as post-marriage issues for men included problems arising from men not taking sufficient responsibility within the home, such as reducing attention to women or children due to work or other reasons, or failing to contribute to household maintenance Themes expressed by men as issues with women included problems arising from behaviors and attitudes such as raising one's voice towards children or elders and a lack of understanding. When we look at the situations considered problematic after marriage, it is noticeable that problems stem from individuals' inability or unwillingness to fully reflect or embody the behavior patterns required by roles such as bride, groom, mother-in-law, father-in-law, husband, wife, etc., which are determined by tradition or society. The issues mentioned by women regarding men after marriage relate to the problems caused by the failure to fulfill responsibilities such as showing interest in the wife, children, and family, which are required by the husband's role as a man. Similarly, the issues raised by men regarding women are seen as stemming from deficiencies in areas considered to be within the responsibility of the husband and wife. Therefore, the incompatibilities in the roles of husband, wife, in-laws, etc., that arise during and after the marriage process seem to have the potential to cause conflict. Another noteworthy point in the research is that the situations considered problematic are ones that can be overcome with a little effort. Compared to the situations that led to divorce among divorced individuals, one of the factors that might contribute to the longevity of the marriages of those who are still married is that they either did not encounter the problems experienced by divorced individuals or, even if they did encounter some issues, these problems did not lead to a result severe enough to cause divorce. When evaluating the results of this research in the context of gender and coping strategies, it can be said that problem-focused coping, which we consider a positive conflict resolution style, is preferred to a similar extent by both married men and women. The literature indicates that incontrollable situations, problem-focused coping is particularly more effective than emotion-focused coping, while in uncontrollable situations, emotion-focused coping is more effective. Another question addressed in the study concerns the use of religion as a reference in conflict resolution. The interviewees did not express religion as a reference point for everyday situations within their control. The nature and difficulty of the situations faced influence individuals' reliance on religious references in coping. The preference for problem-focused coping in controllable situations supports this observation.
It is declared that scientific and ethical principles have been followed while carrying out and writing this study and that all the sources used have been properly cited.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji (Diğer), Din Psikolojisi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Eylül 2024 |
Gönderilme Tarihi | 16 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 19 Ağustos 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 11 Sayı: 2 |
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (ESOGUIFD) Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.