This study addresses the problem of how the Eurocentric narratives dominant in the historiography of philosophy limit the universal claim of philosophy and hinder the recognition of the philosophical legitimacy of non-European intellectual figures, specifically through the case of Ziya Gökalp, a prominent figure in the intellectual history of Republican Turkey. In response to this problem, the study argues that philosophy should not be conceived merely as a speculative activity, but rather as a way of life intertwined with social transformation and moral guidance. Accordingly, the main objective of the article is to reconceptualize Gökalp as an alternative philosopher figure situated outside the classical typologies of philosophers constructed within Eurocentric intellectual systems. In this reconceptualization process, Pierre Hadot’s notion of philosophy as a way of life, Bernard Stiegler’s concept of vocation, and Sajjad H. Rizvi’s wisdom-centered interpretation of Islamic philosophy constitute the theoretical framework of the study. Within this framework, Gökalp’s key works are examined through a comparative analytical method to demonstrate that he must be reconsidered as a unique philosopher figure grounded in value production, cultural synthesis, and social transformation. Ultimately, this study proposes a modest contribution toward recognizing the philosophical legitimacy of non-European intellectual traditions and calls for a pluralistic reconceptualization of contemporary philosophical historiography.
Ziya Gökalp Eurocentrism Philosopher figure Philosophy and life Cultural pluralism
Bu çalışma, Cumhuriyet dönemi Türk düşünce tarihinin önemli isimlerinden biri olan Ziya Gökalp özelinde, Avrupa-merkezli felsefe tarihi yazımı tekil anlatılarının, felsefenin evrensellik ilkesini sınırlandırması ve Avrupa-dışı entelektüel figürlerin felsefî meşruiyetinin tanınmasını engellemesi sorunsalını ele almaktadır. Bu sorunsal karşısında çalışma, felsefenin yalnızca spekülatif bir etkinlik değil, toplumsal dönüşüm ve ahlâkî rehberlikle bütünleşen bir yaşam biçimi olarak kavramsallaştırılması gerektiği tezini savunmaktadır. Bu doğrultuda çalışmanın temel amacı, Gökalp’i Avrupa-merkezli düşünce sistemlerinde beliren klasik filozof tipolojileri dışında kalan alternatif bir filozof figürü olarak yeniden konumlandırmaktır. Bu yeniden konumlandırma sürecinde, Pierre Hadot’nun felsefe bir yaşam biçimidir yaklaşımı, Bernard Stiegler’in varoluşsal çağrı (vocation) kavramı ve Sajjad H. Rizvi’nin hikmet merkezli İslâm felsefesi yorumu, çalışmanın kuramsal çerçevesini oluşturmaktadır. Bu kuramsal çerçeveyi takiben, Gökalp’in özellikle ilgili çalışmaları karşılaştırmalı analiz yöntemiyle incelenerek, kıymet üretimi, kültürel sentez ve toplumsal dönüşüm pratikleri bağlamında özgün bir filozof figürü olarak konumlandırılması gerektiği savunulmaktadır. Bu analiz sürecinde çalışma, Gökalp’in düşüncesinin sistematik değerlendirilmesi özelinde, felsefe tarihçiliğinin epistemolojik adalet ve kültürel çoğulluk ilkeleri doğrultusunda yeniden yazılması gerektiğine işaret etmektedir. Bu çerçevede çalışma, Avrupa-dışı entelektüel geleneklerin felsefî meşruiyetinin tanınması yönünde mütevazı bir yaklaşım sunmakta ve nihayetinde çağdaş felsefe tarihinin çoğulcu perspektifle yeniden kavramsallaştırılması gerektiğini önermektedir.
Ziya Gökalp Avrupa-merkezcilik Filozof figürü Felsefe ve yaşam Kültürel çoğulluk
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Düşünce Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 28 Eylül 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2025 |
Gönderilme Tarihi | 1 Haziran 2025 |
Kabul Tarihi | 5 Eylül 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 23 |