Bu makale şişman kadınların yaşam deneyimleri ve duygu dünyaları hakkında feminist bir tartışma yürütmektedir. Makalede tartışılan veri, niteliksel yöntemle yürütülmüş bir alan araştırmasına dayanmaktadır. Araştırma kapsamında, yirmi şişman genç kadınla derinlemesine görüşme yapılmıştır. Onların şişmanlıkla biçimlenen yaşam öyküleri dinlenmiştir. Makale teorik olarak, feminist beden politikaları yazınından beslenmektedir. Bu yazın, özellikle 1970’lerden bu yana, kadınların ezilmesi ve ikincilleştirilmelerinin önemli bir veçhesinin ataerkil ilişkilerin kadınların bedenlerini kontrol etmesi, kısıtlaması, belli ölçütlere, imajlara, formlara göre yargılaması olduğunu tartışır. Şişmanlık, başkalarının bakışlarının nezaretinde kadınları bedenlerine hapseden bir deneyim olarak yaşanmaktadır. Ayrıca, başkalarının acımasız yargılarına konu olan şişmanlık, kadınlara olumsuz duygular esinlemektedir. Makalenin dayandığı alan araştırmasının sonuçlarına göre, bir yandan zayıf beden idealinin kurduğu baskı yüzünden, diğer yandan başkalarının bedenleri hakkındaki bitmeyen eleştirileri ve nasihatleri yüzünden şişman kadınların bedenlerini ve kendilerini sevme kabiliyetleri yaralanmaktadır. Kadınlar şişmanlığı üzüntü kaynağı olan bir farklılık olarak yaşamaktadır. Ayna karşısında, kamusal alanda, toplu taşımada, aile sofralarında başkalarının bakışları ve sözlerinin etkisi altında biçimlenen şişmanlık öfke, pişmanlık, bıkkınlık, çaresizlik, neşesizlik gibi duygularla yaşanmaktadır.
şişmanlık feminist beden teorisi feminist beden politikaları beden sosyolojisi duygular sosyolojisi
This article makes a feminist discussion about the life experiences and emotional worlds of fat women. The data discussed in the article is based on a field study conducted with a qualitative method. Within the scope of the research, in-depth interviews were conducted with twenty fat young women. In the study, the life stories of women shaped by being fat are investigated. The article is theoretically grounded on feminist body politics literature. This literature, especially since 1970’s, argues that an important aspect of women’s oppression and subordination is the patriarchal relations that control women’s bodies, restrict them, and judge them according to certain criteria, images, and forms. Being fat is lived as an experience that imprisoned women into their bodies under the custody of others. In addition, obesity, which is the subject of cruel judgments of others, inspires negative emotions in women. According to the results of the field research on which this article is based, fat women’s ability to love their bodies and themselves is injured, on the one hand, due to the pressure of the slender body ideal, and on the other hand, the endless criticism and advice of others about their bodies. Women experience being fat as a difference that is a source of sadness. Being fat, which is shaped under the effect of the gaze and words of others, in front of the mirror, in public space, in public transportation, at family tables, is experienced with emotions such as anger, regret, boredom, despair, and joylessness.
fatness feminist theory of body feminist body politics sociology of body sociology of emotions
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kadın Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 14 Sayı: 1 |