Türkiye'nin küresel göç haritasındaki konumu 2011 yılında başlayan Suriye İç Savaşı'nın ardından büyük bir dönüşüme uğramış ve Türkiye 2014 yılında dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke durumuna gelmiştir. Suriyeli sığınmacıların ülkelerine geri dönme eğilim ve ihtimallerinin azaldığının politika yapıcılar tarafından kabulüyle birlikte 2016 yılından itibaren uyum politikaları geliştirilmeye başlanmıştır. Türkiye’nin Suriyeli sığınmacılara yönelik uyum politikalarını feminist bir bakış açısıyla incelemeyi amaçlayan bu çalışmanın temel iddiası Türkiye’nin uyum politikalarının toplumsal cinsiyet körü bir niteliğe sahip olduğudur. Çalışmanın ana hedefi Suriyeli sığınmacı nüfusunun neredeyse yarısını oluşturan kadınların Türkiye’de yaşadığı toplumsal cinsiyet temelli sorunları görmezden gelen uyum politikalarındaki cinsiyet körü yaklaşımın Suriyeli kadınların eğitim, sağlık ve işgücüne erişimlerini nasıl etkilediğini analiz etmektir. Bu doğrultuda Ankara’da ikamet eden 14 Suriyeli sığınmacı kadın ile yarı-yapılandırılmış mülakat tekniği kullanılarak yapılan nitel araştırmanın bulguları kullanılmıştır. Saha bulguları mevcut uyum politikalarının Suriyeli kadınların hem sığınmacılık statüsünden hem de kadınlık konumlarından dolayı maruz kaldıkları baskı, sömürü ve ayrımcılığı azaltmadığını göstermektedir. Dahası Suriyeli kadınların kaderini ataerkil gelenek ve normların tahakkümüne bırakan bu politikalar, Türkiye’deki Suriyeli sığınmacı kadınların savunmasız ve bağımlı konumlarını pekiştirmektedir.
Zorunlu Göç Uyum Politikaları Suriyeli Kadınlar Toplumsal Cinsiyet Cinsiyet Körlüğü
Turkey's position on the global migration map has undergone a significant transformation following the Syrian Civil War, which began in 2011, and by 2014, Turkey had become the country hosting the largest number of refugees in the world. With the acknowledgment by policymakers that the likelihood and inclination for Syrian refugees to return to their home country has diminished, social cohesion policies have been initiated since 2016.The central claim of this study, which aims to examine Turkey’s social cohesion policies for Syrian refugees from a feminist perspective, is that Turkey’s social cohesion policies possess a gender-blind characteristic. The primary aim of the study is to analyze how the gender-blind approach in these policies neglects the gender-based challenges faced by women, who constitute nearly half of the Syrian refugee population in Turkey, and how this affects their access to education, healthcare, and the labor market. In this context, the findings of a qualitative study conducted through semi-structured interviews with 14 Syrian refugee women residing in Ankara will be employed. Field findings indicate that current integration policies fail to decrease the pressure, exploitation, and discrimination faced by Syrian women due to both their refugee status and gendered position. Furthermore, these policies, which leave the fate of Syrian women to the domination of patriarchal traditions and norms, reinforce the vulnerable and dependent positions of Syrian refugee women in Turkey.
Social Cohesion Policies Refugees Syrian women Gender Gender blindness
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kadın Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 24 Ekim 2023 |
Kabul Tarihi | 8 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 16 Sayı: 2 |