1960’lı yıllarda ataerkil toplum dinamiklerine karşılık kadının kimlik ve değerlerini vurgulama, eril tahakkümü dağıtma ve dengeleme amaçlı örgütlenen feminist sanat (ekofeminist sanat, aktivist sanat), beyaz erkek egemen sanat hegemonyasının yarattığı cinsiyetçilik zeminine, kadının temsil eksikliğine dikkat çeken yaratıcı aktivist eylemlerle sanat camiasında mevcut despotik dili yapıbozuma uğratmaktadır. Benzer bir yapıbozum pratiği içinde psikanalitik feminizm tarafından kadın cinsiyet-cinsel kimliğinin ve öznelliğin oluşumunda baba-fallus merkezli psişik kültür anlayışına anne (meme) merkezli bir “karşıt söylem” öncüllenir: Oedipus karşısına alternatif bir teori olarak konumlanan Oresteia miti (antikahraman) ile kadın ve anne, nesne statüsünden özne durumuna geçer, böylece anne katlinin ürettiği yeniden-sembolizm anaerkil bir fantezi, ifade ve temsil sistemleri yaratır. Araştırmada feminist sanat ve psikanalitik feminizmin kesişiminde ele alınan Canan Şenol’un (CANAN) “Çeşme/Fountain” (2000) isimli video art çalışması, Duchamp’ın “Çeşme”sine (1917) ve Bruce Nauman’ın “Çeşme Olarak Otoportre” (1966) adlı eserine gönderme yaparak “çeşme” imgesine öznel ve feminist bir karşıt söylem oluşturmaktadır. Bu araştırmada CANAN’ın “Çeşme” çalışmasında yarattığı söylem; Melani Klein’ın Oresteia teorisi ile ilişkisinde ele alınmakta, resim sanatı tarihinden örneklemeler üzerinden sanat-kültür eleştirisi gerçekleştirilmektedir.
Öncelikle akademik araştırma ve yayın sürecinde yanımda olan, desteklerini ve anlayışını esirgemeyen danışmanım Doç. Gülçin KARACA hocama teşekkür ederim. Ayrıca araştırmanın içeriğine yönelik yapıcı eleştirileri için hakemlere ve süreci kolaylaştıran editöre anlayışı için teşekkürlerimi sunarım.
Feminist art (ecofeminist art, activist art), which was organised in the 1960s to emphasise women’s identity and values against the dynamics of patriarchal society, to dismantle and balance male domination, deconstructs the existing despotic language in the art community through creative activist actions that draw attention to the sexism created by the white male-dominated art hegemony and the lack of representation of women. In a similar practice of deconstruction, psychoanalytic feminists, in the formation of female gender-sexual identity and subjectivity, put forward a mother (breast)-centred counter-discourse to the father-fallus-centred understanding of psychic culture: With the Oresteia myth (antihero), which is positioned as an alternative theory to Oedipus, a woman and mother moves from object status to subject status, thus the re-symbolism produced by matricide creates a matriarchal fantasy, expression and representation system. Canan Şenol’s (CANAN) video art work “Çeşme/Fountain” (2000), which is discussed in this research at the intersection of feminist art and psychoanalytic feminism, creates a subjective and feminist counter-discourse to the image of “fountain” by referring to Duchamp’s “Fountain” (1917) and Bruce Nauman’s “Self-Portrait as a Fountain” (1966). In this research, the discourse created by CANAN in “Çeşme/Fountain” is analysed in relation to Melani Klein’s Oresteia theory and art-culture criticism is carried out through examples from the history of painting.
fountain Canan Şenol Oresteia mythic transformation matriarchal image
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 15 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 11 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 16 Sayı: 2 |