Bu makale, dijitalleşmenin iletişim felsefesi üzerindeki etkisini, özellikle benlik-öteki ilişkileri, hakikat sonrası dinamikler ve demokratik istişare bağlamında incelemektedir. Dijital iletişimin, epistemik parçalanmayı, dijital kabileciliği ve ortak anlamın aşınmasını teşvik ederek diyalog koşullarını dönüştürdüğünü öne sürmektedir. Çalışma, Spinoza’nın felsefesinden yararlanarak, zihin ve beden, hakikat ve ikna, akıl ve duygu gibi ikili karşıtlıkları sorgulamakta ve bunun yerine ilişkisel bir iletişim yaklaşımı önermektedir. Ayrıca, dezenformasyon, algoritmik filtreleme ve kimlik odaklı söylemin hakim olduğu bir çağda, istişari demokrasinin ve karşılıklı yardımlaşmanın karşılaştığı zorluklara dikkat çekmektedir. Disiplinler arası bir literatür taraması yöntemi kullanılarak yapılan bu çalışmada, Spinoza’nın potentia (kapasite olarak güç) kavramının, dijital alanlarda öznellik, ilişkisel etkileşim ve iletişim etiği üzerine yeniden düşünmek için teorik bir temel sunduğu öne sürülmektedir. Bulgular, parçalanmanın üstesinden gelmek için eleştirel medya okuryazarlığının teşvik edilmesi, diyalojik katılımın artırılması ve iletişimin bedensel, etkileşimsel ve etik açıdan duyarlı bir süreç olarak yeniden tasavvur edilmesi gerektiğini göstermektedir.
Dijital Kabileler Dijitalleşme İletişim Felsefesi Öteki-Ben Spinoza
This paper examines the impact of digitalization on philosophy of communication, particularly in the context of self-other relationships, post-truth dynamics, and democratic deliberation. It argues that digital communication reshapes the conditions of dialogue by fostering epistemic fragmentation, digital tribalism, and the erosion of shared meaning. Drawing on Spinoza’s philosophy, the study challenges dualistic frameworks that separate mind andfrom? body, truth andfrom? persuasion, or reason and from?affect, proposing instead a relational approach to communication. The paper highlights how deliberative democracy and mutual aid face significant obstacles in an era dominated by misinformation, algorithmic filtering, and identity-driven discourse. By employing an interdisciplinary literature review, this study identifies the potential of Spinoza’s concept of potentia (power as capacity) as a theoretical foundation for rethinking agency, relationality, and communicative ethics in digital spaces. The findings suggest that addressing fragmentation requires promoting critical media literacy, encouraging dialogical engagement, and reconceptualizing communication as an embodied, interactive, and ethically responsive process.
Digitalization Philosophy of Communication Other-Self Spinoza Digital Tribes
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Çağdaş Felsefe |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALESİ |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 16 Temmuz 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 15 Temmuz 2025 |
Gönderilme Tarihi | 19 Ocak 2025 |
Kabul Tarihi | 12 Mart 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 81 |