Bu makalede sunduğum üç tezi belirterek başlayacağım. İlki, şu anda ahlak felsefesi yapmanın bize bir faydasının olmadığıdır; şu an bariz bir şekilde yoksun olduğumuz uygun bir psikoloji felsefesine sahip olana kadar ahlak felsefesi yapmak, her hâlükârda bir kenarda tutulmalıdır. İkincisi, yükümlülük ve ödev –diğer bir deyişle, ahlaki yükümlülük ve ahlaki ödev– ahlaki olarak neyin doğru, neyin yanlış olduğu ve “gerekir”in ahlaki duygusu kavramlarının, psikolojik olarak mümkün olması ahalinde bir kenara atılmalarıdır; çünkü bunlar artık genel olarak geçerliliğini kaybetmiş daha önceki bir etik tasavvurun kalıntılarıdırlar ya da kalıntılarından türemişlerdir ve bu psikoloji temelli etik tasavvur olmadan salt zararlıdırlar. Üçüncü tezim ise Sidgwick’ten günümüze kadarki ahlak felsefesi alanında iyi bilinen İngiliz yazarları arasındaki farklılıkların öneminin çok az olduğudur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Çevirmenler | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Temmuz 2020 |
Gönderilme Tarihi | 4 Mayıs 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 71 |
Felsefe Dünyası Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.