Bu çalışma Derrida’nın dekonstrüksiyon kavramını Batı medeniyeti mirası ile ilişkisi içerisinde ele almakta ve onun miras almanın ‘iki yanlı bir buyruk’ olduğuna dair okumasını Türk harf inkılabına yönelik bir eleştiriye dönüştürmeyi hedeflemektedir. Bu bağlamda çalışma, Derrida’nın batı felsefe geleneğinde logos, töz, varlık, idea ve ousia gibi kurucu kavramların zamanla mutlak imlenenlere, dolayısıyla mevcudiyet metafiziğine kaynaklık edişinin problematikliğine odaklanan dekonstrüksiyon kavramını nasıl bir zeminde ele aldığını irdelemekte ve ilgili zeminin Batı düşünce mirasını koruma kaygısıyla ilişkisine odaklanmaktadır. Dolayısıyla bir yandan dekonstrüksiyon kavramının yaygın kanaatin aksine Batı medeniyetine yönelik bir alaşağı etme çabası olmadığını, aksine Derrida’nın sıklıkla vurguladığı üzere onu içinde donduğu sınırları aşındırarak ve böylece yenileyerek geleceğe taşımayı hedeflediğini arkhe, köken ve iz silme eleştirisi üzerinden göstermeye diğer yandan bu iz silme hareketinin problematikliğini Türk harf inkılabı tecrübesi üzerinden okumaya çalışmaktadır.
This study aims to address Derrida's concept of deconstruction in relation to the legacy of Western civilization and to turn his reading of inheritance into “a bilateral imperative” into a critique of Turkish alphabet reform. In this context, Derrida's concept of deconstruction, which focuses on the problematic of the founding concepts such as logos, substance, existence, idea and ousia in the western philosophical tradition, which is the source of the absolute signifiers, hence the metaphysics of existence, is investigated and the relation of this investigation with the concern of preserving the Western thought heritage is discussed. Therefore, on the one hand, the concept of deconstruction is not an attempt to overthrow Western civilization, as opposed to the common belief, on the contrary, as Derrida frequently emphasizes, it aims to carry it to the future by eroding the boundaries that it freezes and thus renewing it; arche, attempts to show the critique of origin and trace removal, on the other hand, to read the problematicness of this trace removal movement through Turkish alphabet reform experience.
Deconstruction logos writing heritage arche Turkish alphabet reform
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 7 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 2 Sayı: 74 |
Felsefe Dünyası Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.