Bu çalışma, felsefenin yaşadığı dil merkezli krizi, Peyami Safa’nın Felsefî Buhran adlı metni ekseninde değerlendirmektedir. Safa, felsefî krizin temelinde kelime ile anlam arasındaki gerilimi görür ve bu krizi, dilin sabit kavramlarla temsil edilme çabasına bağlar. Ona göre felsefe, kavramlar üzerinden anlamı sabitlemeye çalışırken, hayatın akışkan yapısını ıskalamakta, felsefeyle hayat meseleleri arasındaki ilişkiyi sakatlamaktadır. Bu bağlamda Safa, felsefenin krizden çıkışını yine dil meselesinde görür. Buna göre felsefe, edebiyatla kurduğu geleneksel ilişkiyi gözden geçirmeli ve edebiyattaki imkânlardan istifade etmelidir. Edebiyat, anlamın çoğulluğunu ve kavramların sınırlılıklarını gösteren bir alan olarak felsefeye bir çıkış sağlayabilir. Safa’nın yaklaşımı felsefî söylemin filozofların şahsi düşünceleriyle doğrudan ilişkisini vurgulayarak mutlak hakikat arayışının problematik tarafını açığa çıkaran bir yaklaşımdır. Safa, felsefenin ancak sanatla, özellikle edebî duyarlılıkla yeniden anlam bulabileceğini öne sürer. Bu yönleriyle Safa’nın önerisi sadece dönemi için değil günümüz felsefî tartışmaları açısından da özgün açılımlar sağlayabilecek bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir.
This study evaluates the language-centered crisis experienced by philosophy, focusing on Peyami Safa's text entitled Felsefî Buhran. Safa sees the tension between words and meaning as the root of the philosophical crisis and links this crisis to the attempt to represent language with fixed concepts. According to him, while philosophy attempts to fix meaning through concepts, it misses the fluid nature of life and cripples the relationship between philosophy and life issues. In this context, Safa sees philosophy's way out of the crisis again in the issue of language. According to him, philosophy should reevaluate its traditional relationship with literature and take advantage of the possibilities offered by literature. Literature, as a field that demonstrates the plurality of meaning and the limitations of concepts, can provide a way out for philosophy. Safa's approach emphasizes the direct relationship between philosophical discourse and the personal thoughts of philosophers, revealing the problematic side of the search for absolute truth. Safa argues that philosophy can only find new meaning through art, especially literary sensitivity. In this respect, Safa's proposal can be considered an approach that offers original insights not only for his own period but also for contemporary philosophical debates.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | 20. Yüzyıl Felsefesi |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 28 Haziran 2025 |
| Kabul Tarihi | 10 Ekim 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 20 Aralık 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 42 |
Dergimiz 2024 yılından itibaren ikisi olağan biri dosya konulu özel sayı olmak üzere 3 sayı olarak, Mayıs (olağan sayı) Eylül (özel sayı) ve Aralık (olağan sayı) aylarında yayınlanacaktır.
Özel sayılarımızda yalnızca dosya kapsamında yer alan makalelere yer verilecektir. Makalenizi gönderirken hangi sayıda değerlendirilmesini istediğinizi bir notla bildirmeniz karışıklıkları önleyecektir.
İlginiz için teşekkür ederiz.