Jean Baudrillard argues that modern technologies are not merely functional tools but structures that transform—and even abolish—humanity, life, and truth. He sees them as instruments of ontological and epistemological transformation. According to him, we live in an era of simulation, where reality has been replaced by images and even experience and thought themselves are simulated. The contemporary world has become a universe of simulation in which images take the place of reality. In Baudrillard’s philosophy, concepts such as “simulation,” “hyperreality,” “techné,” and “virtuality” are fundamental in understanding and interpreting the current age. For Baudrillard, artificial intelligence is not a form of consciousness that replaces thinking, but merely a superficial simulation of human originality. His understanding of singularity contradicts both transhumanism and technological singularity, as he believes that authentic human existence cannot be imitated by algorithms. In this context, the promises of immortality offered by technological singularity are nothing but illusions.
Baudrillard’s philosophy serves as a critical warning against the promises of the digital age. He argues that technology poses a threat to the human self, to our conception of death, and to the capacity for genuine thought. This article explores the issues of digitalization, artificial intelligence, and transhumanism within the framework of Baudrillard’s philosophy of technology and simulation theory. Ultimately, this study questions the impact of technological transformation on humanity, reality, and ethics from Baudrillard’s perspective, and opens a space for critical reflection against the notion of “progress” promoted by the digital age.
Jean Baudrillard, modern teknolojilerin yalnızca işlevsel araçlar değil aynı zamanda insanı, hayatı ve hakikati dönüştüren hatta onları ortadan kaldıran yapılar ve ontolojik ve epistemolojik dönüşüm araçları olduğunu savunur. Ona göre gerçekliğin yerini imgeler almış, deneyimin hatta düşüncenin dahi simüle edildiği simülasyon çağında yaşanmaktadır. Günümüz dünyası, gerçekliğin yerini imgelerin aldığı simülasyon evrenine dönüşmüştür. Baudrillard felsefesinde “simülasyon, hiper-gerçeklik, tekneme ve sanallık vb.” kavramlar, mevcut çağı anlamada ve yorumlamada önemli temel yapı taşlarıdır. Baudrillard’a göre YZ, düşünmenin yerini alan bir bilinç değil, insan özgünlüğünün yalnızca yüzeysel bir simülasyonudur. Baudrillard’ın tekillik anlayışı transhümanizmle ve teknolojik tekillikle çelişir, çünkü ona göre özgün insan varoluşu, algoritmalarla taklit edilemez. Bu bağlamda teknolojik tekilliğin ölümsüzlük vaatleri bir yanılsamadan ibarettir.
Felsefesi, dijital çağın sunduğu vaatlere karşı eleştirel bir uyarı olan Baudrillard’a göre teknoloji; insan benine, ölüm kavrayışına ve düşünme yetisine dair tehdit özelliğine sahiptir. Baudrillard’ın teknoloji felsefesi ve simülasyon kuramı bağlamında dijitalleşme, YZ ve transhümanizm meselesini inceleyen bu makale; Baudrillard’ın perspektifinden hareketle teknolojik dönüşümün insanlık, gerçeklik ve etik üzerindeki etkilerini sorgulamakta ve dijital çağın sunduğu “ilerleme” fikrine karşı eleştirel bir düşünme alanı açmaya çalışmaktadır.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | 21. Yüzyıl Felsefesi |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 1 Temmuz 2025 |
| Kabul Tarihi | 18 Ekim 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 20 Aralık 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 42 |
Dergimiz 2024 yılından itibaren ikisi olağan biri dosya konulu özel sayı olmak üzere 3 sayı olarak, Mayıs (olağan sayı) Eylül (özel sayı) ve Aralık (olağan sayı) aylarında yayınlanacaktır.
Özel sayılarımızda yalnızca dosya kapsamında yer alan makalelere yer verilecektir. Makalenizi gönderirken hangi sayıda değerlendirilmesini istediğinizi bir notla bildirmeniz karışıklıkları önleyecektir.
İlginiz için teşekkür ederiz.