The history of discussions on ecology is relatively modern. Although the strong movements that are prominent in these discussions are originated in America, they cover a wide range of areas, including the Third World countries all over the world. For example, even though it is an historical irony, a real interest in environmental sensitivity has come from the Nazi regime. Today, environmental discussions cover not only a large area, but also a variety of more complex views. Ecological sensitivity requires considering both the political and the ethical. What kind of environment do we want? Is it possible to have a democratic environment? Whose rights? What is the relationship between nature and human? Is it possible to avoid the human-centred view? Such questions require consideration of some philosophers. Descartes has not done a specific study on the subject of animals. The animal appears as a problem in the separation of the soul and body. There is no soul of the animal. The animal can't think. So do animals have rights? What is Descartes's effect in contemporary discussions? In this context, Descartes who distinguishes the human and the animal world sharply, provides information about the origin of the questions aforementioned. In this paper, it will be emphasized how Descartes position the animal in establishing the philosophy of subject. The debate between the aforementioned questions and the idea of Descartes will be explained.
Ekoloji ile ilgili tartışmaların tarihi görece çağdaştır. Bu tartışmalarda öne çıkan ve güçlü olan akımlar Amerikan merkezli olsa da görece tüm dünyada Üçüncü Dünya ülkeleri de dâhil olmak üzere geniş bir alanı kapsamaktadır. Örneğin tarihi bir ironi olsa da çevre duyarlılığına gerçek bir ilgi Nazi rejiminden gelmiştir. Günümüzde çevre tartışmalarında yalnızca geniş bir alan değil gün geçtikçe daha çeşitli ve kompleks bakışlar da söz konusu edilmektedir. Ekolojik duyarlılık siyasalı ve etiği birlikte düşünmeyi şart koşar. Nasıl bir çevre istiyoruz? Demokratik bir çevre mümkün mü? Kimin hakları? Doğa ile insan arasındaki ilişki nedir? İnsan merkezli bakıştan kaçınmak mümkün mü? Gibi sorular beraberinde kimi düşünürleri de dikkate almayı gerektirir. Bu bağlamda insan ve hayvan dünyasını keskin bir şekilde ayıran Descartes düşüncesi bahsi geçen soruların en azından kökeni hakkında bilgi verir.
Bu çalışmada Descartes’ın özne felsefesini kurarken hayvanı nasıl konumlandırdığı üzerinde durulacaktır. Yukarıda bahsi geçen sorular ile Descartes düşüncesi arasındaki çatışma gösterilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Mayıs 2020 |
Gönderilme Tarihi | 17 Aralık 2019 |
Kabul Tarihi | 16 Mayıs 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 29 |
Dergimiz 2024 yılından itibaren ikisi olağan biri dosya konulu özel sayı olmak üzere 3 sayı olarak, Mayıs (olağan sayı) Eylül (özel sayı) ve Aralık (olağan sayı) aylarında yayınlanacaktır.
2024 yılı özel sayımız ve Aralık ayındaki olağan sayımız için makale kabulü tamamlanmıştır.
Özel sayılarımızda yalnızca dosya kapsamında yer alan makalelere yer verilecektir. Makalenizi gönderirken hangi sayıda değerlendirilmesini istediğinizi bir notla bildirmeniz karışıklıkları önleyecektir.
İlginiz için teşekkür ederiz.