Martin Heidegger sets out to establish the source of art through being and truth by making use of a hermeneutic cycle. On the other hand, Aristotle holds the view that art imitates nature. Although this idea creates the impression that Heidegger’s and Aristotle’s views of art are opposite, Aristotle does not consider tragedy and natural beings equal. In contrast, since he uses the word ‘character’ as ‘the revelation of character’, and the word ‘thought’ as ‘the thought revealed in speech’, one might argue that, for Aristotle, the necessity to reveal the truth in beings predominates their representation as they appear at first glance. Moreover, among the topics that Aristotle and Heidegger take a similar stance on the issue of art, the nature of poetics art can be considered. For that reason, one might hold the view that the views of Heidegger and Aristotle on art share common points, despite the common belief.
Martin Heidegger, yorumbilgisel bir döngü ile sanatın kökenini varlık ve hakikat üzerinden açıklama yolunu izler. Diğer yandan Aristoteles, sanatın doğayı taklit ettiği görüşünü savunur. Bu yüzden ilk etapta Aristoteles’in sanat görüşünün Heidegger’inki ile zıt düştüğü algısı oluşsa da Aristoteles, üzerinden sanat görüşlerini temellendirdiği tragedyayı doğal varlıklarla bir görmez. Aksine, ‘karakter’ kelimesini çoğu zaman ‘karakterin ortaya konuşu’, ‘düşünce’ kelimesini de ‘dilde ortaya konan düşünce’ anlamında kullandığından, Aristoteles için şeylerin ilk etapta göründükleri gibi temsili değil, hakikatlerinin ortaya konması gerekliliği savunulabilir. Dahası, Heidegger’in ve Aristoteles’in sanat üzerine fikir birliğine vardığı konuların arasında şiirsel sanatların doğası ve sanat eserinin sanatçı ürünü olması görüşleri de sıralanabilir. Bu yüzden, Heidegger’in ve Aristoteles’in sanat görüşlerinin sanılanın aksine bir ortaklık taşıdıkları ifade edilebilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Mayıs 2020 |
Gönderilme Tarihi | 11 Şubat 2020 |
Kabul Tarihi | 29 Nisan 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 29 |
Dergimiz 2024 yılından itibaren ikisi olağan biri dosya konulu özel sayı olmak üzere 3 sayı olarak, Mayıs (olağan sayı) Eylül (özel sayı) ve Aralık (olağan sayı) aylarında yayınlanacaktır.
2024 yılı özel sayımız ve Aralık ayındaki olağan sayımız için makale kabulü tamamlanmıştır.
Özel sayılarımızda yalnızca dosya kapsamında yer alan makalelere yer verilecektir. Makalenizi gönderirken hangi sayıda değerlendirilmesini istediğinizi bir notla bildirmeniz karışıklıkları önleyecektir.
İlginiz için teşekkür ederiz.