“The 21st century needs a new paradigm free from anthropocentrism!” – A statement many of us would readily and perhaps too readily agree with. Yet, such a claim requires a challenging ontological transformation. In this study, I will address the core ontological problem on the way toward such a transformation, namely, the possibility of overcoming anthropocentrism. This task seems to require more than just a naive realist starting point, i.e. presupposing a reality independent from human understanding, which will be further clarified through Quentin Meillassoux’s critique of correlationism, namely the idea that being is necessarily bound to thought. Through this critique, Meillassoux attempts to construct a new form of Absolute from within the very deabsolutization of thought. He employs a double-negation to push beyond the limits of correlation from within: Claiming that the opposite of the correlationist thesis is not impossible; and thus, arriving at his central claim of the necessity of contingency. Based on this modal argument, I will interrogate the radical novelty of Meillassoux’s system, and more fundamentally, the meaning of “the new” itself. To do so, I will begin with an old debate – the doctrine of creatio ex nihilo (creation from nothing) and then focus on Meillassoux’s break with this tradition through his own idea of ex nihilo emergence. My aim is to read the concept of a new ontology through this radical rupture: In light of emerging out of nothing, that is, emerging without reason from the possibilities of the Hyper-chaotic time, and the unusual Absolute that this brings forth.
Correlationalism new creatio ex nihilo emergence thing-in-itself
“21. yüzyılın insan-merkezcilikten uzak yeni bir paradigmaya ihtiyacı var!” Birçoğumuzun bir çırpıda onaylayacağı bu söylem, arka planda asli bir ontolojik dönüşüm gerektirir. Bu incelemede, böylesi bir dönüşüme giden yoldaki temel ontolojik düğümü; yani insan-merkezciliği aşma imkânını ele alacağım. Bu uğurda naif realist bir ön kabulden (insandan bağımsız bir gerçek vardır) fazlasına ihtiyaç duyulduğu, Meillassoux’nun korelasyonculuk (varlığın düşünceyle bir-aradalığı) eleştirisi üzerinden ortaya konacaktır. Meillassoux, bu eleştiri vasıtasıyla, mutlaksızlaştırılmış düşüncenin içinden yeni bir mutlaklık inşa etmeyi dener ve korelasyonun sınırlarını içeriden dışarıya aşacak, çifte olumsuzluk temelli bir hamleye başvurur: Korelasyoncu tezin aksinin imkânsız olmayışı – veya olumsallığın zorunluluğu. Bu modal çerçeveden hareketle, ben de onun sistemindeki radikal yeniliği ve temelde de yeni bir ontolojinin anlamını sorgulayacağım. Araştırmama son derece eski bir tartışmadan, yani hiçten yaratım (creatio ex nihilo) öğretisinden başlayarak sonrasında Meillassoux’nun hiçten beliriş (ex nihilo zuhur) fikriyle gelen kopuşa odaklanacağım. Amacım, yeni bir ontoloji fikrini, imlediği kopuş ve devrimci nitelik bakımından, ex nihilo zuhur –yani Hiperkaotik Zaman’ın olanaklarından sebepsizce belirme– ve bunun yol açtığı sıradışı mutlaklık fikriyle beraber okumak.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | 21. Yüzyıl Felsefesi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Eylül 2025 |
Gönderilme Tarihi | 29 Haziran 2025 |
Kabul Tarihi | 19 Ağustos 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 41 |
Dergimiz 2024 yılından itibaren ikisi olağan biri dosya konulu özel sayı olmak üzere 3 sayı olarak, Mayıs (olağan sayı) Eylül (özel sayı) ve Aralık (olağan sayı) aylarında yayınlanacaktır.
Özel sayılarımızda yalnızca dosya kapsamında yer alan makalelere yer verilecektir. Makalenizi gönderirken hangi sayıda değerlendirilmesini istediğinizi bir notla bildirmeniz karışıklıkları önleyecektir.
İlginiz için teşekkür ederiz.