Quentin Meillassoux’nun Sonluluğun Sonrası eserinde öne sürdüğü evveliyat problemi (diğer adıyla arkhe-fosil argümanı) son yıllarda cereyan eden yeni ontoloji tartışmalarının seyrini belirlemiş başat argümanlardan birisidir. Bu argümana göre modern felsefe yalnızca varlık ve düşünce arasındaki korelasyona odaklanmak suretiyle bu terimlerin ikisini de kendi başlarına ele alma imkanından yoksun kalmıştır. Bu ve benzeri argümanların ve genel olarak “korelasyoncu” olarak nitelenen modern felsefeye yönelik esaslı eleştirilerin, nesne-yönelimli-ontoloji, spekülatif materyalizm, posthümanizm, eko-eleştirel düşünce gibi pek çok yeni tartışma ufuklarında ele alındığına şahit oluyoruz. Bu yeni ufuklar bizi insan, doğa, kültür ve teknoloji arasındaki bağlantı ve etkileşimleri modern felsefeden farklı bir biçimde yeniden ele almaya sevk etmektedir. Ancak bu yeni düşünceler yer yer modern felsefeyi yanlış bir biçimde tarif etmektedir. Bu makalede Meillassoux’nun arkhe-fosil argümanına yönelik Kantçı bir itiraz geliştirilecektir. Bu itirazın merkezinde de Kant’ın Saf Aklın Eleştirisi metninde öne sürdüğü deneyimin analojilerin ve doğanın birliği hususları yer alacaktır.
Korelasyonculuk Kant Meillassoux Zaman Nedensellik Arkhe-Fosil
The problem of ancestrality (also known as the arche-fossil argument) that Quentin Meillassoux puts forward in his work titled After Finitude is one of the most significant arguments that has paved the way for contemporary ontological discussions. According to this argument modern philosophy has focused solely on the correlation between thought and being and is therefore unable to think of these terms independently from each other. These and similar arguments, together with a fundamental criticism of so-called “correlationist” modern philosophy is being disseminated among new horizons of discussion including object-oriented-ontology, speculative materialism, posthumanism and eco-critical thought.These new horizons urge us to rethink the relations between humanity, nature, culture and technology in a way that is entirely different from modern thought. However, these new thoughts are also prone to mischaracterize modern philosophy. In this work I will develop a Kantian counter-argument against Meillassoux’s arche-fossil argument. At the center of this counter argument will be the analogies of experience and the unity of nature that Kant put forward in his Critique of Pure Reason.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Varlık Felsefesi, 21. Yüzyıl Felsefesi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Eylül 2025 |
Gönderilme Tarihi | 29 Haziran 2025 |
Kabul Tarihi | 30 Temmuz 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 41 |
Dergimiz 2024 yılından itibaren ikisi olağan biri dosya konulu özel sayı olmak üzere 3 sayı olarak, Mayıs (olağan sayı) Eylül (özel sayı) ve Aralık (olağan sayı) aylarında yayınlanacaktır.
Özel sayılarımızda yalnızca dosya kapsamında yer alan makalelere yer verilecektir. Makalenizi gönderirken hangi sayıda değerlendirilmesini istediğinizi bir notla bildirmeniz karışıklıkları önleyecektir.
İlginiz için teşekkür ederiz.