Yakın geçmişte ülkemizde ortaöğretimde Osmanlıca dersinin okutulması tartışmaları yaşandı. Dilimizin bir döneminin adı olarak Osmanlıca teriminin kullanılışı, 1850’lerde Ahmet Cevdet Paşalarla başlamıştır ki daha önceleri dilimiz için Türkçe veya Türkî denmiştir. Bu çalışmada söz konusu tartışmanın yaşandığı günlerin lehte ve aleyhteki görüşleri karşılaştırılıp tıpkı Özleştirmecilik tartışmaları gibi Osmanlıca tartışmalarının da dilimize zarar verdiği görüşü işlenecektir. Bu durum sadece Osmanlı Türkçesine has değil bütünüyle dil ve kültür tarihimizin özelliğidir. Türk adı bin yıldır hepimizi temsil ettiği hâlde Fatih Kanunnamesi’nde türk, köylü anlamındadır. Divânü Lugâti't-Türk’te ise “Türklerin ‘mün’ dediğine Oğuz, Kıpçak, Suvarlar ‘bün’ derler.” ifadesi vardır. Batı Türkçesinin eserlerinde bile Oğuz’un kelime anlamı ebleh’tir. Söz konusu farklılık, zenginlik ve derinlik çok kültürlü çok milletli çok dinli bir yapı olan Osmanlı’da zirveye ulaşmıştır. Araplar Sami dillerinden, Farslar Hint Avrupa, Türkler Ural Altay ve hepsi Osmanlı’nın içinde! Yani dünya kültürünün neredeyse tamamı var Osmanlı Türkçesinin içinde. Osmanlı’nın harflerinden hatta dilinden önce öğrenmemiz gereken gerçek bu! En ağdalı beyitlerin yüklemleri hep Türkçedir. Hâlbuki kelimesini oluşturan yapıların dilleri, çok zaman onu anlayamadığımız için üzerinde kavga ettiğimiz Osmanlı Türkçesinin üniversal özelliğinin sembolüdür. Yine bu çalışmada Osmanlı Türkçesinin özellikle yüklem ve kelime grubu teşkilinde görülen bu ifade gücünün asıl kaynağının Türkçe olduğu, anlam örgüsünün Türkçenin kurallarıyla oluştuğu ortaya konulup söz konusu durum, değişik yüzyıllarda eser vermiş şairlerden ve günümüz sanatçılarından örneklerle ortaya konacaktır. Yer yer günümüz Türkçesi gibi konuşan Tonyukuk’tan, Kutadgu Bilig’de yüzüng açık tut tabirini muhatabına sıcak davran anlamında kullanan Yusuf Has Hacib’den ve isig öz (hayat), et öz (vücut), öz yaş (ömür), tüş et öz (ebedî vücut), ulug suv (deniz), yir suv (dünya) gibi yapıları eserlerinde ve gündelik hayatlarında kullanan Uygurlara kadar uzanacak bu kullanım örnekleriyle Osmanlı Türkçesi ve dolayısıyla günümüz Türkçesindeki binlerce yıllık birikim açıklanacaktır. Dil tartışmalarında söz konusu bütünleyici dağılımı göz ardı etmemeliyiz; zira biz Osmanlı, Türk, Türkmen, Tatar gibi kelimeler üzerinde bir türlü anlaşamasak da Doğu’da ve Batı’da Türk ve Müslüman için aynı kelimeler kullanılmakta: Hui hui, Crescent.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Yeni Türk Dili (Eski Anadolu, Osmanlı, Türkiye Türkçesi) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 25 Aralık 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 13 Ekim 2023 |
Kabul Tarihi | 7 Kasım 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |