Cönkler, halk edebiyatının en büyük ve en önde gelen kaynaklarından-dırlar. Barındırdıkları metinler itibariyle Türk Edebiyatı araştırmalarının yanın-da halk bilimi araştırmaları için de önemli eserlerdir. Bu bağlamda cönklerin çok daha fazla araştırmaya konu edilerek ilmi tetkiklere tabi tutulması mühim bir zorunluluktur. Bu düşünceden hareketle, Kütahya Mustafa Hakkı Yeşil Kütüp-hanesinde bulunan 4 numaralı cönk incelenerek içindeki Geyik Destanı bilim aleminin dikkatine sunulmuştur. Bu cönk 1845-90 yılları arasında birkaç kişi tarafından yazılmıştır. İmla hatalarının yoğunluğuna bakılınca eğitim seviyesi düşük kişilerce kaleme alınmıştır. Cöngün Korkuteli kaynaklı olup oradan Kü-tahya’ya Mustafa Hakkı Yeşil tarafından getirildiği düşünülmektedir. Cönkte toplam 54 farklı metin vardır. Bu metinlerin 18’i düzyazı, 36’sı şiirdir. 17 şiirin şairi belirsiz olmakla birlikte cönkte 10 farklı şairin şiiri vardır. Bu şairlerden Âşık Ömer’in dört; Kirdeci Ali’nin üç, Âşık Azmî, Âşık Garîb, Kerem Dede ve Mazlûmî’nin iki, Âşık Esrârî, Âşık Kerem, Kul Mustafa ve Râzî’nin ise birer şiiri vardır. Şiirlerin 6 tanesinin ölçüsü bozuktur. 24 şiir hece ölçüsü ile yazılmış olup bunların biri hariç hepsi de 11’li hece ölçüsüyledir. Mensur metinlerin on dördü halk hekimliği yöntemi, biri rüya tabiri, biri tarih düşme, biri boya yapımı ve biri de cönge kötülük edecek olanlara uyarı mahiyetindeki metinlerdir. Kirdeci Ali tarafından 14 veya 15. yüzyıllarda kaleme alındığı düşünülen Destân-ı Geyik adlı manzum dinî hikâye cöngün 15b-19b sayfaları arasında olup 98 beyitten oluşmaktadır. Eski Anadolu Türkçesi’nin dil özelliklerini taşıyan Geyik Destanı, Hazret-i Muhammet’in iyi ahlakını, dini terbiyeye dayalı serüvenlerini ve muci-zelerini konu alan manzum dini hikâye örneklerindendir. Dini içerikli bu hikâye-ler, köken itibarıyla Arap ve Fars kültürlerine dayansa da Türk edebiyatında kendine özgü bir üslup ve yapı kazanarak orijinal eserler halini almıştır. Latin harflere aktarılan Geyik destanının giriş bölümü besmele ve peygambere övgü beyitleriyle başlamakta ardından hikâyeye geçilmektedir. Hikâyenin sonu da manzum dini hikâye okuma ve dinleme geleneğine uygun olarak okuyana, yazana ve dinleyene dua edilerek bitirilmektedir. Bu çalışmayla halk arasında büyük bir ilgi gören farklı zamanlarda farklı kişilerce tekrar oluşturulan Geyik Destanı’nın yeni bir nüshası bilim dünyasına tanıtılacaktır.
Cönks are one of the largest and most prominent sources of Folk Litera-ture. In terms of the texts they contain, they are important works for folklore research as well as Turkish Literature research. In this context, it is an important obligation that cönks should be subjected to scientific studies by being subjected to much more research. With this in mind, cönk number 4 in Kütahya Mustafa Hakkı Yeşil Library was analyzed and the Deer Saga in it was presented to the attention of the scientific world. This cönk was written by several people between 1845-90. Judging from the density of spelling mistakes, it was written by people with a low level of education. It is thought that the cönk originated from Korkuteli and was brought to Kütahya by Mustafa Hakkı Yeşil. There are 54 different texts in total. Of these texts, 18 are prose and 36 are poems. Altho-ugh the poet of 17 poems is unknown, there are poems by 10 different poets. Among these poets, Âşık Ömer has four poems, Kirdeci Ali has three, Âşık Azmî, Âşık Garîb, Kerem Dede and Mazlûmî have two poems, and Âşık Esrârî, Âşık Kerem, Kul Mustafa and Râzî have one poem each. The meter of 6 of the poems is broken. 24 poems are written in syllabic meter and all but one of them are in 11 syllabic meter. Fourteen of the prose texts are about folk treatment methods, one is a dream interpretation, one is about making a date, one is about making paint, and one is a warning to those who would do harm to the cönk. The poetic folk tale titled Destân-ı Deer, which is thought to have been written by Kirdeci Ali in the 14th or 15th centuries, is between pages 15b-19b and con-sists of 98 couplets. The Deer Saga, which bears the linguistic characteristics of Old Anatolian Turkish, is one of the examples of religious stories in verse about the good morals of the Hz. Muhammad, his adventures and miracles based on religious upbringing. Although these stories with religious content are rooted in Arabic and Persian cultures, they have gained a unique style and structure in Turkish literature and have become original works. The introduction of the Deer saga, which has been transferred to Latin letters, begins with the besmele and couplets of praise to the prophet, and then the story begins. The end of the story ends with a prayer for the reader, the writer and the listener in accordance with the tradition of reading and listening to religious stories in verse. With this study, a new copy of the Deer Epic, which was recreated by different people at diffe-rent times, which attracted great interest among the people, will be introduced to the world of science.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Halk Bilimi (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Eylül 2025 |
Gönderilme Tarihi | 16 Mayıs 2025 |
Kabul Tarihi | 9 Eylül 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 8 Sayı: 3 |