Poverty is an important problem in all countries, especially in underdeveloped countries, and is generally associated with income. Individuals are considered poor when their income falls below a specified level. Concepts such as development, poverty alleviation and modernization are based on the distinction between rich and poor countries and the assumption that poor countries will develop with the support of rich countries. According to this assumption, poverty will be reduced with development policies and the living standards of underdeveloped countries will increase. In underdeveloped countries, targeting income increases and growth makes them dependent on the modernized, industrialized and developed rich countries that have experienced these transformations. The theoretical structure of this part of the development discourse, which is summarized, is shaped by modernist views. Postmodern views created a critical field especially in social sciences in the post-1980 period and evaluated development and poverty literature as discourses with the help of discourse analysis. When concepts such as development and poverty are deciphered through a postmodern lens, important differences emerge in defining and tackling these problems. In postmodern views, it is emphasized that the concepts such as scarcity, unlimited wants, limited resources and needs, which have an important place in the literature of poverty, are tools of conscious fiction developed by the development discourse. In this study, the criticisms of postmodern views on the literature of poverty are discussed and the different perspectives that this situation reveals on the issues of poverty and poverty alleviation are examined.
Modernity Postmodernity Poverty Discourse Famine Local Communities
Yoksulluk, başta azgelişmiş ülkeler olmak üzere tüm ülkelerde önemli bir sorundur ve genellikle gelirle ilişkilendirilir. Bireyler, gelirleri belirli bir düzeyin altına düştüğünde yoksul kabul edilirler. Kalkınma, yoksullukla mücadele ve modernleşme gibi kavramlar zengin ve yoksul ülke ayrımına ve yoksul ülkelerin zengin ülkelerin yardımıyla gelişeceği varsayımına dayanmaktadır. Bu varsayıma göre kalkınma politikaları ile yoksulluk azaltılacak ve azgelişmiş ülkelerin hayat seviyeleri yükseltilecektir. Azgelişmiş ülkelerde, gelir artışlarının ve büyümenin hedeflenmesi, onları bu dönüşümleri yaşamış, modernleşmiş, sanayileşmiş ve kalkınmış zengin ülkelere bağımlı hale getirir. Kalkınma söyleminin özetlenen bu bölümünün teorik yapısı modernist görüşlerce şekillendirilir. Postmodern görüşler, 1980 sonrası dönemde özellikle sosyal bilimlerde eleştirel bir alan oluşturmuş ve söylem analizi yardımıyla kalkınma ve yoksulluk yazınını, birer söylem olarak değerlendirmiştir. Kalkınma ve yoksulluk gibi kavramlar postmodern bir mercekle deşifre edildiğinde, bu sorunların tanımlanmasında ve bu sorunlarla mücadelede önemli farklılıklar ortaya çıkar. Postmodern görüşlerde yoksulluk yazınında önemli yere sahip olan kıtlık, sınırsız istekler, sınırlı kaynaklar, ihtiyaçlar vb. kavramların kalkınma söylemince geliştirilen bilinçli birer kurgunun araçları olduğu vurgulanır. Bu çalışmada, postmodern görüşlerin yoksulluk yazınına yönelttikleri eleştiriler ele alınmakta ve bu durumun yoksulluk ve yoksullukla mücadele konularında ortaya koyduğu farklı bakış açıları irdelenmektedir.
Modernite Postmodernite Yoksulluk Söylemi Kıtlık Yerel Topluluklar
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ekonomi Politik Teorisi, Kalkınma Ekonomisi - Makro, Ekonomik Kalkınma Politikası |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Eylül 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
Fiscaoeconomia is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-ShareAlike 4.0 International License.