Bu çalışma, neoliberalizmin kavramsal temellerini ve doğanın metalaştırılması ile mülksüzleştirilmesi süreçlerini su örneği üzerinden ele almaktadır. Neoliberalizm, yalnızca ekonomik politikalar bütünü değildir. Aynı zamanda politik, sosyal ve çevresel boyutları olan bir paradigma olarak değerlendirilir. Çalışmada neoliberalizmin yedi temel ilkesi incelenmektedir: özelleştirme, piyasalaştırma, kuralsızlaştırma, piyasa dostu yeniden düzenleme, kamu hizmetlerinde piyasa araçlarının kullanımı, sivil toplumda destek mekanizmalarının teşviki ve kendi kendine yeten birey ile toplulukların oluşturulması. Bu ilkelerin doğal kaynakların sermaye lehine dönüşümünde nasıl işlediği ortaya koyulmuştur. Türkiye örneğinde suyun özelleştirilmesi süreci analiz edilmiştir. Bu analiz kapsamında çalışma; nitel araştırma yöntemi çerçevesinde yürütülmüş olup, literatür taraması tekniği üzerine temellenmektedir. Hidroelektrik santrallerin yaygınlaşması, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) yönetmeliklerinde yapılan değişiklikler ve Acele Kamulaştırma Kararları incelenmiştir. Enerji piyasasının liberalleştirilmesinin bu süreci nasıl hızlandırdığı gösterilmiştir. Ayrıca çalışmada, kamu yararı söylemiyle meşrulaştırılan uygulamaların yerel halkın müşterek kaynaklara erişimini sınırladığı vurgulanmıştır. Bu durumun devlet-sermaye iş birliğini güçlendirdiği belirtilmiştir. Çalışma, neoliberal ekonomi politikalarının ekonomik, politik, çevresel ve toplumsal boyutlarını birlikte ele almaktadır. Ekonomik boyutta, suyun özelleştirilmesi ve hidroelektrik santraller (HES) üzerinden sermaye lehine yeni piyasa alanlarının yaratıldığı, bunun da devlet-sermaye iş birliğini güçlendirdiği ortaya konulmaktadır. Politik boyutta, enerji piyasasının liberalleştirilmesi, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) yönetmeliklerinde yapılan düzenlemeler ve Acele Kamulaştırma Kararlarının, piyasa aktörlerinin lehine hukuki bir zemin yarattığı bulgusu öne çıkmaktadır. Çevresel boyutta, küçük ve orta ölçekli HES’lerin çoğunlukla ekosistem üzerinde olumsuz etkiler yarattığı, ancak “ÇED gerekli değildir” kararlarıyla bu etkilerin göz ardı edildiği belirlenmiştir. Toplumsal boyutta ise, yerel halkın müşterek kaynaklara erişiminin kısıtlandığı, yaşam alanlarının daraldığı ve toplumsal tepkilerin artmasına rağmen karar süreçlerine katılım imkânlarının sınırlı olduğu saptanmıştır.
Neoliberalizm Doğanın Metalaşması Suyun Özelleştirilmesi Mülksüzleştirme Hidroelektrik Santraller
TÜBİTAK
124K683
Bu çalışmanın finansal desteğini sağlayan TÜBİTAK'a teşekkürler.
This study examines the conceptual foundations of neoliberalism and the processes of commodification and dispossession of nature through the case of water. Neoliberalism is not merely a set of economic policies but is considered a paradigm with political, social, and environmental dimensions. The study analyzes seven core principles of neoliberalism: privatization, marketization, deregulation, market-friendly reregulation, the use of market instruments in public services, the promotion of support mechanisms in civil society, and the creation of self-sufficient individuals and communities. It demonstrates how these principles function in the transformation of natural resources in favor of capital. The privatization of water in Türkiye is analyzed within this framework. This analysis is conducted within the scope of a qualitative research method and is based on literature review and document analysis techniques. The expansion of hydroelectric power plants, the amendments to Environmental Impact Assessment (EIA) regulations, and Urgent Expropriation Decisions are examined. It is shown how the liberalization of the energy market has accelerated this process. Moreover, the study emphasizes that practices legitimized under the discourse of public interest have restricted local communities’ access to common resources. This has reinforced state-capital collaboration. The study addresses the economic, political, environmental, and social dimensions of neoliberal economic policies together. In the economic dimension, it reveals that the privatization of water and hydroelectric power plants (HPPs) has created new market opportunities in favor of capital, thereby strengthening state-capital cooperation. In the political dimension, the liberalization of the energy market, the amendments to EIA regulations, and Urgent Expropriation Decisions have created a legal basis for market actors. In the environmental dimension, it is determined that small and medium-scale HPPs often have negative impacts on ecosystems, but these impacts are overlooked through ‘EIA not required’ decisions. In the social dimension, it is found that local communities’ access to common resources is restricted, their living spaces are narrowed, and despite increasing social reactions, opportunities for participation in decision-making processes remain limited.
Neoliberalism Commodification of Nature Water Privatization Dispossession Hydroelectric Power Plants
124K683
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Çevre Politikası, İklim ve Su Politikaları |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Proje Numarası | 124K683 |
| Yayımlanma Tarihi | 27 Kasım 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 12 Ağustos 2025 |
| Kabul Tarihi | 13 Eylül 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 9 Sayı: 4 |
Fiscaoeconomia is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-ShareAlike 4.0 International License.