This study focuses on the migration experiences of Syrians in Turkey to Europe through
migrant smuggling. A social profile of migrant smugglers and illegal immigrants
have created what kind of spatial organization in the border regions of Turkey for illegal
immigration, immigrant smugglers, illegal immigrants viewpoints in the direction of an
invariant face uncovered smuggling of migrants, migrant smuggling and how a power
struggle, resistance and re-host the spaces of domination and immigrant identity and collective
memory in the understanding of the role and function of symbols that constitutes
the main problem of this study. In the study, migrant smuggling was examined sociologically
through the movie “Daha” and some results were obtained as a result of this examination.
Migrant traffickers were understood to be people who made money off illegal
immigrants and used violence on them, raping women, driving them into prostitution,
leaving patients and children to die. It was established that a place known as Kandali
was built in the border region of Turkey, where illegal immigrants were imprisoned in
warehouses and treated without any kind of human dignity. It is concluded that illegal
immigrants engrave various symbols on the walls of the warehouse where they stay, these
symbols transform the warehouse into a social memory space and represent the hopes,
desires, wishes, expectations, freedoms and liberations of immigrants. As a result, it is
understood that illegal immigrants continue their struggle to reach the target country despite
their problems.
Bu çalışmada, Türkiye’deki Suriyelilerin Avrupa’ya göç deneyimlerine göçmen
kaçakçılığı üzerinden odaklanılmaktadır. Göçmen kaçakçılarının ve kaçak göçmenlerin
nasıl bir toplumsal profile sahip olduğu, Türkiye’nin sınır bölgelerinde kaçak göçler için
ne tür bir mekânsal kurgunun oluşturulduğu, göçmen kaçakçılarının kaçak göçmenlere
bakış açısının ne yönde olduğu, göçmen kaçakçılığının nasıl bir değişmeyen yüzü ortaya
çıkardığı, göçmen kaçakçılığının kendi içinde nasıl bir iktidar mücadelesi, direniş ve
yeniden tahakkümü barındırdığı ve göçmen kimliğinin anlaşılmasında sembollerin ve
toplumsal hafıza mekânlarının nasıl bir rol ve işleve sahip olduğu, bu çalışmanın temel
sorunsalını oluşturmaktadır. Çalışmada, “Daha” filmi üzerinden göçmen kaçakçılığı
sosyolojik açıdan incelenmiş ve bu inceleme sonucunda birtakım sonuçlara ulaşılmıştır.
Göçmen kaçakçılarının kaçak göçmenler üzerinden para kazanan ve onlara şiddet uygulayan,
kadınlara tecavüz eden, onları fuhuşa sürükleyen, hastaları ve çocukları ölüme terk
eden kişiler olduğu anlaşılmıştır. Türkiye’nin sınır bölgesinde Kandalı olarak bilinen bir
mekânın kurgulandığı, bu mekânda kaçak göçmenlerin depoya hapsedildiği ve onlara her
türlü insan onuruyla örtüşmeyen muameleler yapıldığı tespit edilmiştir. Kaçak göçmen
lerin kaldıkları deponun duvarlarına çeşitli sembolleri kazıdıkları, bu sembollerin depoyu
bir toplumsal hafıza mekânına dönüştürdüğü ve göçmenlerin umutlarını, arzularını, dileklerini,
beklentilerini, özgürlüklerini, kurtuluşlarını temsil ettiği sonucuna ulaşılmıştır.
Neticede, kaçak göçmenlerin yaşadıkları sorunlara rağmen hedef ülkeye varmak için mücadelelerini
sürdürdükleri anlaşılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırmalar ve İncelemeler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Haziran 2020 |
Kabul Tarihi | 1 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |