Türkiye’deki teşvik politikası büyük ölçüde Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında
Kararlar (YDYHK) aracılığıyla belirlenmektedir. Bu kararlar piyasa şartlarına ve ülke
ihtiyaçlarına göre şekillenmektedir. Öte yandan ülkemizdeki devlet yardımları paradigması,
uluslararası ilişkiler, siyaset ve ekonomik gelişmelerden bağımsız düşünülemeyecektir.
Özellikle Avrupa Birliği ile ilişkilerinin, teşvik politikaları ve mevzuat çalışmaları
üzerindeki etkisi yadsınamayacak niteliktedir. Toplumsal faydanın en yüksek düzeye
çıkarılması için kullanılan desteklerin adil sonuçlar doğurmasını sağlamak nazik bir
konudur. Genel geçer kabullerden ziyade her ülkenin kendine özgü yöntemleri bulmasını
gerektirir. Kimi durumda öngörülen destekler verimsiz ve adil olmayan sonuçlar doğurur.
Bu halde genelde devlet, özelde ise idare yapacağı iş ve işlemlerle bu destekleri gözden
geçirmesi gerekir. Bu doğrultuda aşağıda, teşvik politikalarında yaşanan gelişmeler
kronolojik olarak değerlendirilecektir. Yatırım yeri tahsisi uygulamaları bu kapsamda
sağlanan devlet yardımlarından biridir. Bu uygulama da zaman içinde değişim ve hatta
dönüşümler göstermiştir. Geçmişteki uygulamalarda yatırımlara bedelsiz yatırım yeri
tahsisi desteği sağlanırken artık bu yöntem kural olarak terk edilmiş ve avantajlı bedeller ile yatırım yeri tahsisi sürecine geçilmiştir. Böylece kamu malları idarenin uhdesinde
kalmaya devam etmekte, yatırımcı ilgili taşınmazı ülke ekonomisine katkısı oranında ve
belirlenen sürelerde kullanıp işletebilmektedir. Günümüzde YDYHK kapsamında yatırım
yeri tahsisleri 4706 sayılı Kanuna göre gerçekleştirilmekle birlikte, yatırım türüne,
sermaye tutarına göre birtakım farklılıklar ortaya çıkmaktadır.
Incentive policy in Türkiye is primarily shaped by the Decisions on State Aids for
Investments (DSAID), which are designed per market conditions and national needs.
However, Türkiye’s state aid framework cannot be viewed in isolation from international
relations, politics, and broader economic developments. In particular, the influence of
Türkiye’s relationship with the European Union on incentive policies and legislation
is undeniable. Ensuring that subsidies maximize social benefits fairly is a delicate
matter, requiring each country to develop its own tailored approaches rather than relying
on generalized models. In some cases, subsidies may prove inefficient or inequitable.
When this happens, both the state and administrative bodies must review and adjust
these incentives through appropriate actions and procedures. The evolution of incentive
policies will be evaluated chronologically below. Investment location allocation is one of
the key state aids provided under this framework. This practice has undergone significant
changes and even transformations over time. Previously, investment spaces were often
provided free of charge. However, this approach has largely been replaced by a model
where investment spaces are allocated at advantageous prices. This shift ensures that
public properties remain under state ownership, while investors are granted the right to
use and operate these assets in alignment with their contribution to the national economy
and within specified timeframes. Today, investment location allocations under DSAID
are carried out according to Law No. 4706, with variations depending on the type of
investment and capital amount.
State aid incentives support allocation of land for the investments
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk (Diğer) |
Bölüm | Araştırmalar ve İncelemeler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 1 Ekim 2024 |
Kabul Tarihi | 13 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 24 |