İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra dünya güç dengesinde oluşan boşluğu kapatmaya yönelik olarak Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB)’nin Orta ve Doğu Avrupa’da ve kısmen Balkanlarda nüfuz edinmesi ve nükleer kapasitesini geliştirmesi Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’ne karşı önemli bir tehdit oluşturmuştur. Bu tehlikeye karşı 1950’de Amerikan Ulusal Güvenlik Konseyi tarafından 68 numaralı rapor (NSC-68) hazırlanıp uygulamaya konmuştur. Çalışmada, Soğuk Savaş stratejisinin en önemli bir belgelerinden biri olan NSC-68’in analizinin yanı sıra bu rapor doğrultusunda ABD’nin SSCB’ye karşı uyguladığı Soğuk Savaş stratejisi ve Türkiye ile ilişkileri konu edilmektedir. Zira bu rapor, ABD’nin uyguladığı Soğuk Savaş stratejisine rehberlik niteliği taşımaktadır. NSC-68’nin ön¬gördüğü üzere ABD, realist politika çerçevesinde hareket ederek nükleer silahlanmaya ağırlık vermiş ve müttefiklerin askeri açıdan kapasitelerinin güçlenmesini hedeflemiştir. Böylece SSCB’nin dünyaya hâkim olma yönünde uyguladığı stratejisini engellemeyi amaçlamıştır. ABD, Türkiye ile müttefiklik ilişkilerini de bu doğrultuda düzenlemiştir. Türkiye ile ikili anlaşmalar yapmak suretiyle birçok konuda askeri ve ekonomik işbirliği içine girmiştir. Bu işbirliği, SSCB’nin Akdeniz’e ve dolayısıyla sıcak deniz¬lere inerek hakimiyet kurma çabalarının engellenmesinde büyük rol oynamıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 11 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 15 Sayı: 29 |
Gazi Akademik Bakış Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.