Özet
Giriş: Pulmoner embolinin klinik belirtileri çeşitlidir ve bazı hastalarda pulmoner emboli kolaylıkla gözden kaçabilir ve ciddi klinik sonuçlara neden olabilir.
Olgu: Bu raporda ilk belirtisi presenkop olan bir akut pulmoner emboli vakası anlatılmaktadır. 23 yaşındaki erkek hasta presenkop ve dispne şikayetleriyle başvurdu. Akut koroner sendrom, inme ve nöbet gibi nörolojik bozukluklar, klinik öykü ve elektrokardiyogramdaki dinamik değişikliklerle dışlandı. Bilgisayar Tomografi Pulmoner Anjiografi ile tanısı tamamlandıktan sonra, akut pulmoner emboli hastalığının ciddiyeti değerlendirilmiş ve ardından hastaya fibrinolitik bir ilaç verilmiştir. Bunu takiben hastanın yaşam belirtileri stabildi ve bu hasta sorunsuz bir şekilde taburcu edildi.
Tartışma: Bu olgu, venöz tromboembolizm için potansiyel risk oluşturan uzun süreli immobilizasyon sonrası pulmoner emboli geçiren bu hastaların erken tanısı ve tedavisi açısından yol gösterici önemdedir. Akut göğüs ağrısı, nefes darlığı veya senkop ile başvuran hastaların ilk tıbbi temaslarında kalp atım hızı, electrocardiogram, solunum sayısı, kan oksijen saturasyonu gibi hayati belirtilerin en kısa sürede elde edilmesi gerekmektedir. Temel vital bulgularla ilgili sorunları olan hastalarda kardiyopulmoner hastalıklardan ileri derecede şüphelenilmeli, klinik olarak pulmoner emboli olasılığı değerlendirilip D-dimer taraması yapıldıktan sonra mümkün olan en kısa sürede Bilgisayarlı Tomografi Pulmoner Anjiografi çekilmelidir. Ayrıca pulmoner embolinin kritik derecesi değerlendirilmeli ve uygun şekilde reperfüzyon veya antikoagülasyon tedavisi uygulanmalıdır.
Abstract
Introduction:
The clinical symptoms of pulmonary embolism are diverse and in some patients, pulmonary
embolism can be easily overlooked and cause serious clinical consequences.
Case Report:
This report describes a case of acute pulmonary embolism whose first symptom was
presyncope. A 23-year-old male patient presented with presyncope and dyspnea. Acute
coronary syndrome and neurological disorders such as stroke and seizures were excluded by
clinical history and dynamic changes in the electrocardiogram. After the diagnosis was
completed with computed tomography pulmonary angiogram, the severity of acute pulmonary
embolism was evaluated and then the fibrinolytic drug was given to the patient.
Conclusion:
This case is of guiding importance for the early diagnosis and treatment of these patients who
had pulmonary embolism after long-term immobilization, which poses a potential risk for
venous thromboembolism. Cardiopulmonary diseases should be highly suspected in patients
with problems with basic vital signs. After evaluating the possibility of pulmonary embolism
and performing a D-dimer scan, a computed tomography pulmonary angiogram should be
performed as soon as possible.Additionally, the critical degree of pulmonary embolism should
be assessed and appropriate reperfusion and anticoagulation therapy should be administered.
immobilization hospitalization pulmonary embolism emergency department
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Acil Tıp |
Bölüm | Case Report |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 3 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 15 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 34 Sayı: 6 |
Genel Tıp Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.