Quran: "Say: O People of the Scripture! Come on an agreement between us and you, that we shall worship non but Allah, that we shall assign no partner to Him, and that none of us shall take others for lords beside Allah. And if they turn away, then say: "Bear witness that we are the submitters to Allah." Ahl al-Kitap (The People of the Book) with verse has a universal appeal, and the axis of the main issues with them getting into the true religion. Fourteen centuries later, even if this call was the first time Christians and responsive opened its doors to dialogue with Muslims for Pontifical Council for Interreligious Dialogue. This development, the Qur'an: "... And you will find the nearest of them in affection to those who believe to be those who say: "We Christians"..." perspective, it is a step towards world peace said. Thus, the parties recognize each other in our globalized world civilizations in terms of understanding of the sociology of the world is now inevitable and the future implementation of the projects that will serve the consciousness of the multicultural society should adopt the formulation of an atmosphere of tolerance. If they succeed, it boundaries with the basis of dialogue with all civilizations.
The Qur'an Ahl al-Kitap Faith in God Dialogue and World peace
Kur'an: "De ki: Ey kitap sahipleri, bizim ve sizin aranızda ortak olan söze geliniz; Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, hiçbir şeyi O'na ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp bazılarımız bazılarını Rab edinmesin. Eğer bunu da kabul etmezlerse, onlara deyiniz ki; "şahit Yolun, biz Allah'a teslim olmuşuz." ayetiyle Ehl-i kitaba evrensel çağrıda bulunup onlarla hak dinlerin temel konuları ekseninde diyaloğa girmektedir. Bu çağrıya, Papalık Dinlerarası Diyalog Konsili ile diyalog kapılarını Müslümanlara açarak öndört asır sonra da olsa ilk kez karşılık veren Hıristiyanlar olmuştur. Bu yaklışıma Kur'an'ın: "...Müminlere sevgi bakımından en çok yakınlık duyanların "Biz Hıristiyanız" diyenler olduğunu görürsün..." perspektifinden bakıldığında, bunun dünya barışına atılan bir adım olduğu söylenebilir. Böylece taraflar, küreselleşen dünyamızda medeniyetlerin birbirlerini tanıyıp anlamasının dünya sosyolojisi açısından artık kaçınılmaz olduğunu ve çok kültürlü toplum bilincine hizmet edecek projelerin gerçekleştirilmesiyle geleceğimizin hoşgörü atmosferinde kurgulanması gerektiğini benimsemiş olmaktadırlar. Bunu pratiğe aktarmayı başarırlarsa, tüm medeniyetleri diyalog zemininde buluşturabilirler.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 2 Sayı: 4 |