İslam
düşünce geleneğine baktığımızda bir âlimin sahip olduğu ilmî, tarihî ve mezhebî
kimlik ve aidiyetler, onun hem Kur’an vahyine ve metnine hem de bununla
bağlantılı olarak kıraat ilmine olan yaklaşımını belirleyen temel parametreleri
oluşturmaktadır. Dolayısıyla bir âlimin kıraatlere olan yaklaşımını belirlerken
öncelikle onun ilmî kişiliğini, mezhebî kimliğini, tarihî aidiyetini, yaşadığı
dönemin panoramasını, kıraat telakkisini, Kur’an vahyine ve metnine dair temel
tasavvurunu doğru bir şekilde tespit etmek elzemdir. İşte bu gerçeklerden
hareketle makalemizde hicrî üçüncü asrın sonuyla dördüncü asrın başı itibariyle
Mu‘tezile ’nin önde gelen mütekellim ve müfessirlerinden olan Arap dili,
felsefe, tarih, fıkıh, kelam, hadis ve tefsir gibi pek çok sahada eserler
te’lif etmiş bulunan ve yaşadığı dönemde “Mu‘tezile ehlinin imamı” gibi vasıflarla
nitelendirilen Ebû’l-Kāsım el-Belhî’nin (ö. 319/931) kıraatlere olan yaklaşımı tespit
edilmeye gayret edilecektir. Bu yapılırken de bir taraftan onun kıraatlere olan
yaklaşımını şekillendiren bireysel, ilmî ve psikolojik zemine, diğer taraftan
da tarihî ve sosyolojik zemine ve döneminde var olan kıraat telakkisine dikkat
çekilecektir. Bir diğer ifadeyle bu makalede kelâma ve tefsire dair
görüşleriyle gerek sünnî gerekse de şiî ekollerin teşekkülünde önemli tesirleri
bulunan bir âlim olarak Ebû’l-Kāsım el-Belhî’nin kıraatlere olan yaklaşımının
ve kıraatleri kullanım keyfiyyetinin yapı taşları yine onun tefsirinden (tefsirine
yapılan atıflardan) hareketle tespit ve inşâ edilmeye çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ocak 2020 |
Kabul Tarihi | 10 Ocak 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 9 Sayı: 17 |