The history of the relations between Latin America
and China can be traced back to the fifth century in different sources.
Political and economic relations began to develop the date after the 1990s.
Latin American countries have gained more importance after China's attempt to
expand its commercial partners. On the one hand, the development of economic
relations, the transfer of Chinese investments to the region with a high level
of economic resources in the economy on the one hand led to the economy and on
the other hand, China gained the opportunity to evaluate the economic value. It
is inevitable that tension relations with the United States after the global
financial crisis and trade wars lead to new conflicts for the Latin American
region. China, which has invested more in the world after the global financial
crisis, has started to pay more attention to bilateral trade relations after
the start of trade wars. In a period of exposure to commercial recipes, Latin
American countries have become an even more important region for the Chinese
export market. In this study, China's investments in Latin American countries
(Brazil, Argentina, Venezuela and Ecuador) between 2005 and 2018 will be
analyzed in an economic-political perspective based on the “dependency theory”.
Latin Amerika ülkeleri ile Çin arasındaki
ilişkilerin tarihsel geçmişi farklı kaynaklarda beşinci yüzyıla kadar
dayandırılabilmektedir. Siyasi ve ekonomik ilişkilerin gelişmeye başladığı
tarih ise 1990’lar sonrasıdır. Çin’in ticari partnerlerini genişletme girişimi
sonrası Latin Amerika ülkeleri daha fazla önem kazanmıştır. Ekonomik
ilişkilerin gelişmesiyle birlikte Çin yatırımlarının yüksek miktarlı olarak
bölgeye aktarılması bir taraftan ekonomide atıl kalan kaynakların ekonomiye
kazandırılmasına neden olmuş diğer taraftan da Çin ekonomik artı değerlerini
değerlendirme imkânı elde etmiştir. Küresel Finans Krizi ve ticaret savaşları
sonrası ABD ile yaşanan gerilimli ilişkilerin Latin Amerika bölgesi için yeni
çatışma alanlarına neden olması ise kaçınılmazdır. Küresel Finans Krizi sonrası
dünya geneline daha fazla yatırım gerçekleştiren Çin, ticaret savaşlarının
başlamasının ardından ikili ticari ilişkilere daha fazla önem vermeye
başlamıştır. Çin’in ikili ticaret ilişkilerinden daha fazla yarar sağlaması ise
kaçınılmaz bir durumdur. Bu çalışmada Çin’in 2005-2018 yılları arasında Latin
Amerika ülkelerine (Brezilya, Arjantin, Venezüella ve Ekvator) yaptığı
yatırımlar “Bağımlılık Teorisi” temel
alınarak ekonomi-politik bir perspektifle analiz edilmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 9 Haziran 2019 |
Kabul Tarihi | 29 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 EKONOMİ ve SİYASET ÖZEL SAYI |
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.