In the study, under the title “An Independent City in Turkestan: Political, Social and Scientific Life of Isbîcâb (8th/10th Century)”, the political, social, economic and scientific life of Isbîcâb during the Samanids and Karakhanids period was discussed, taking into account the geographical situation of Isbîcâb. Located in the south of Kazakhstan today; Isbicab, located in the fifth region in Turkestan and located north of Shash and on the right side of the Seyhun River, especially on the Aris River, one of the tributaries of the Seyhun River, is divided into two parts, internal and external, and there are kuhandiz, ribat, rampart, mosque, prison and governor's palace, which are ruins on the inner side. It is seen that historians and geographers are in dispute over the name of the city, the distance of the place where it was built to the mountains is about three leagues. Although it is famous with its Persian name Isbîcâb, it has been observed that it is mentioned as Isficâb of Arabic origin by some authors. Although the region began to come under Arab rule with the period of Selm b. Ziyad and Kuteybe b. Muslim, the binding of the Turkestan area through ransom and tribute prevented the establishment of control in the region. As a matter of fact, although the Arabs captured Shash because of their raids during the Kuteybe b. Muslim period and expanded the area of dominance to Isbîcâb, the struggles over the region were led by the Abbasid Caliph Vasik-Billah (died. 227/847) continued until the period. After the Abbasids, the orders of Isbicab, which were in a separate state despite being under the administration of the Sâmânîds and Karakhanids, caused the emergence of some rebellions by interfering in the internal politics of the Sâmânîds. Karatekin and the Mût family, who ruled Isbîcâb in the 8th and 10th centuries, established close relatios with the Samanid emirs and played a prominent role in the internal politics of the Sâmânîds, enabling them to take office at the upper levels of the state. As a matter of fact, the administration of Khorasan, one of the important centers of the Eastern Islamic world, was assigned to Mansur b. Karatekin. This situation shows that the emirs of Isbîcâb gained a large political population in Transoxiana and Khorasan. It was observed that the travelers, who introduced Isbîcâb, which has a strategically important place, as ribat, organized attacks to the east of Transoxiana during the Sâmânîd period, and soldiers were stationed in one thousand seven hundred ribats in the city to prevent the attacks of the Turks. Isbîcâb, whose ethnic structure consists of Turks, Arabs and Persians, has enabled agricultural and animal husbandry activities to be carried out due to its strategic location and fertile lands compared to other cities in Transoxiana. It has been noted that the bazaars established in the streets were a gathering center for merchants and travelers because of the sale of many needed products. The monthly income of a bazaar in the Isbîcâb market was seven thousand dirhams and it was endowed to distribute bread and food to the poor.
In the study; The ethnic structure and religious rituals of Isbîcâb, where Zoroastrianism, Buddhism, Shamanism, Confucianism and Muslims live together, are explained. Some of the principles they apply in their religious beliefs, under the influence of Chinese and Iranian culture, show that they are far from Islam. In addition, it has been observed that significant developments took place in scientific and cultural life during the Sâmânîd period. As a matter of fact, it was revealed by examining the works containing valuable information that they hosted for scholars in the fields of literature, poets, Fiqh, hadith and hermeneutics.
-
Çalışmada “Türkistan’da Müstakil Bir Kent: İsbîcâb’ın Siyasi, Sosyal ve İlmi Hayatı (8./10. Yüzyıl)” başlığı altında İsbîcâb’ın coğrafi durumu dikkate alınarak Sâmânîler ve Karahanlılar dönemindeki siyasi, sosyal, iktisadi ve ilmi yaşamı ele alınmıştır. Günümüzde Kazakistan’ın güneyinde yer alan; Türkistan’da beşinci bölgede bulunan ve Şâş’ın kuzeyi ile Seyhun Nehri’nin sağ tarafında özellikle Seyhun Nehri’nin kollarından biri olan Aris Nehri üzerindeki İsbîcâb, iç ve dış olmak üzere iki bölüme ayrılmış olup iç tarafında harabe olan kuhandiz, ribat, sur, cami, hapishane ve valinin sarayı mevcuttur. İnşa edildiği yerin dağlara uzaklığı yaklaşık üç fersah olan kentin ismi üzerinde tarihçiler ve coğrafyacıların ihtilaf üzerinde oldukları görülmektedir. Farsça olan İsbîcâb ismi ile meşhur olmasına rağmen bazı müellifler tarafından Arapça kökenli İsfîcab olarak zikredildiği gözlemlenmiştir. Bölgenin Arapların idaresine girmeye başlaması Selm b. Ziyad ve Kuteybe b. Müslim dönemi ile başlamasına rağmen Türkistan sahasının fidye ve haraç yolu ile bağlanması bölgedeki kontrolün sağlanmasını engellemiştir. Nitekim Araplar, Kuteybe b. Müslim dönemindeki akınları neticesinde Şâş’ı ele geçirerek hâkimiyet sahasını İsbîcâb’a kadar genişletmelerine rağmen bölge üzerindeki mücadeleler Abbâsî Halifesi Vâsik-Billâh (öl. 227/847) dönemine kadar devam etmiştir. Abbâsîler’den sonra Sâmânîler ve Karahanlıların idaresi altında bulunmasına rağmen müstakil bir durumda olan İsbicâb emirleri, Sâmânîlerin iç siyasetine müdahil olarak birtakım isyanların ortaya çıkmasına sebep olmuşlardır. İsbîcâb’ı 8./10. yüzyılda yöneten Karatekin ve Mût ailesinin Sâmânî emirleri ile yakınlık kurarak Sâmânîlerin iç siyasetinde belirgin bir şekilde rol oynamaları devletin üst kademelerinde görev almalarını sağlamıştır. Nitekim Doğu İslâm dünyasının önemli merkezlerinden biri olan Horasan’ın idaresi Mansûr b. Karatekin’e tevcih edilmiştir. Bu durum, İsbîcâb emirlerinin Mâverâünnehr ve Horasan sahasında siyasi açıdan büyük bir nüfus elde ettiklerini göstermektedir. Stratejik açıdan önemli bir yere sahip olan İsbîcâb’ı ribat olarak tanıtan seyyahların Sâmânîler döneminde Mâverâünnehr’in doğusuna saldırılar düzenleyip Türklerin saldırılarını engellemek için şehirdeki bin yedi yüz tane ribata askerlerin yerleştirildiği gözlemlenmiştir. Etnik yapısı Türk, Arap ve Farslardan oluşan İsbîcâb’ın stratejik konumunun yanı sıra Mâverâünnehr’deki diğer şehirlere göre verimli topraklara sahip olması yüzünden tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin yapılmasını sağlamıştır. Sokaklarda kurulan pazarlarda ihtiyaç duyulan birçok ürünlerin satışının yapılması yüzünden tüccarların ve gezginlerin toplanma merkezi olmasına dikkat çekilmiştir. İsbîcâb pazarındaki bir çarşının aylık gelirinin yedi bin dirhem olduğu; fakirlere ekmek ve yiyecek dağıtmak için vakfedildiği tespit edilmiştir.
Çalışmada; Zerdüştlik, Budizm, Şamanizm, Konfüçyanizm ve Müslümanların bir arada yaşadığı İsbîcâb’ın etnik yapısı ve dini ritüellerinin izahı yapılmıştır. Çin ve İran kültürünün tesiri altında kalarak dini akidelerinde uyguladıkları birtakım prensipler, İslâmiyetten uzak olduklarını göstermektedir. Ayrıca Sâmânîler dönemi ile birlikte ilmi ve kültürel yaşam noktasında önemli gelişmelerin yaşandığı gözlemlenmiştir. Nitekim edip, şair, fıkıh, hadis ve tefsir alanında ilim erbabına ev sahipliği yaptığı kıymetli bilgiler ihtiva eden eserlerin incelemesi yapılarak ortaya konulmuştur.
-
-
-
-
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Orta Asya Tarihi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Proje Numarası | - |
Yayımlanma Tarihi | 20 Temmuz 2024 |
Gönderilme Tarihi | 28 Şubat 2024 |
Kabul Tarihi | 28 Nisan 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |