Bertrandon de La Broquière 1432 ve 1433 yılları arasında senyörü olan Burgonya Dükü III. Philippe le Bon (İyi Filip) tarafından gizli bir görevle Doğu’ya gönderilmiştir. Zira III. Philippe le Bon yeni bir Haçlı Seferi yapmayı tasarlamaktadır ve bunun için de istihbarata ihtiyacı vardır. Halihazırda böyle faaliyetlerde bulunmakta olan Bertrandon de La Broquière kendisine bu görev verildikten sonra, dışarıdan bakıldığında Doğu’daki kutsal toprakları ziyaret ederek hac yapma yani hacı olma gayesiyle 1432 yılının başlarında yola çıkar ve kara yoluyla İtalya’ya ulaşır. Bunun ardından Venedik’te hacı adaylarını Kutsal Topraklara götürecek iki gemiden birine biner ve Akdeniz üzerindeki yolculuğuna başlar. Girit, Rodos ve Kıbrıs adalarına da uğrayarak Yafa’da karaya çıkar ve Hıristiyanlar için kutsal sayılan, içinde Kudüs, Beytüllahim, Nasıra’nın da olduğu büyüklü küçüklü çeşitli yerleri ziyaret eder. Bu sırada ilki kısa, ikincisi ise dönüş yolu üzerinde olmak üzere Şam şehrine iki defa ziyarette bulunur. İkinci ziyaretinde Mekke’den dönmekte olan büyük bir hac kervanı görür. Bu kervanda yer alan daha küçük bir kervan Osmanlı ülkesindeki Bursa’ya gitmektedir. Bertrandon de La Broquière de bu kervanı idare eden ve adı Hoyarbarak olan kişiyle görüşür, ona yalan söyler ve Bursa’da bir kardeşi olduğunu, onunu yanına gitmek istediğini anlatır. Güvenlik içinde yolculuk yapmak arzusunda olduğunu bundan dolayı kervanına katılmak için izin istediğini söyler. Hoyarbarak da Bertrandon’a çeşitli dilleri bilip bilmediğini sorar ki bu diller Türkçe, Rumca, Arapça ya da İbranicedir. Bertrandon bu dillerin hiçbiri bilmemektedir. Buna rağmen Hoyarbarak onu kervanına kabul eder ve Şam’dan Bursa’ya kadar elli gün sürmesi planlanan yolculukta beraber ilerlerler.
Hoyarbarak’ın Bertrandon’a bilip bilmediğini sorduğu diller ya içinde yolculuğun yapıldığı kervanda ya da kervanın ilerlediği güzergahta konuşulan diller olmalıdır. Şam’dan yola çıkmalarının ardından bir hafta bile geçmeden Türkiye topraklarına girmeleri, Şam ile Bursa arasında elli gün sürmesi düşünülen yolculuğun çok büyük bir kısmının Türkiye topraklarında geçtiğine ve bu dillerin XV. yüzyıl Türkiye’sinde bir dereceye kadar konuşulduğuna işaret etmektedir. Bertrandon’un verdiği bu bilgiye benzer başka bir bilgi, eserini XIII. yüzyılın sonlarında kaleme alan ibn Bibi’nin el-Evamirü’l-Alaiyye fi’l-umuri’l-Alaiyye’sinde geçmektedir. Türkiye Selçuklu Devleti için en önemli kaynaklardan biri olan ibn Bibi, eserinde Türkiye’de beş dilin konuşulduğunu söylemiş, daha sonra bu dillerden ikisini Arapça ve Farsça olarak tanımlamıştır. Bu konu üzerine çalışma yapan araştırmacılar, ibn Bibi’nin bahsettiği beş dilin hangileri olduğu üzerine çeşitli görüşler dile getirmiş olmakla beraber el-Evamirü’l-Alaiyye fi’l-umuri’l-Alaiyye’deki bu bilgiyi Türkiye’de yedi dilin konuşulduğu şeklinde eserine aktaran Yazıcızade’nin ifadesi dikkat çekicidir. Bu çalışmada Bertrandon tarafından yazılan Denizaşırı Seyahat’te, Türkiye topraklarında konuşulan diller, ibn Bibi’nin eserinde verdiği bilgiyle karşılaştırılmış ve Geç Ortaçağ Türkiye’sinde, Yazıcızade’de olduğu üzere, en az yedi farklı dilin konuşulduğu ihtimali üzerinde durulmuştur.
Bertrandon de La Broquière was sent to the East on a secret mission between 1432 and 1433 by his lord Philippe le Bon III, Duke of Burgundy who was planning a new Crusade and needs intelligence for this. After being given this task, Bertrandon de La Broquière, who was already performing such duties, set out his voyage at the beginning of 1432 with the disguise of visiting the Holy Land in the East and making a pilgrimage. After reaching Italy by land, he boards one of the two ships in Venice that will take pilgrims to the Holy Land and begins his journey across the Mediterranean. He also visits the islands of Crete, Rhodes and Cyprus, disembarks in Jaffa and visits various places, large and small, that are considered sacred to Christians, including Jerusalem, Bethlehem and Nazareth. Meanwhile, he made two visits to the city of Damascus, the first for a short time and the second on the way back. On his second visit, he sees a large pilgrimage caravan returning from Mecca. A smaller caravan in this caravan goes to Bursa in the Ottoman country. Bertrandon de La Broquière meets with the person managing this caravan, whose name is Hoyarbarak, lies to him and tells him that he has a brother in Bursa and wants to go to him. He says that he wants to be safe on the road, so he asks for permission to join his caravan. Hoyarbarak asks Bertrandon if he knows various languages, namely Turkish, Greek, Arabic or Hebrew. Bertrandon does not know any of these languages. Despite this, Hoyarbarak accepts him into his caravan and they proceed together on the journey, which is planned to last fifty days from Damascus to Bursa.
The languages that Hoyarbarak asks Bertrandon wheter he knows or not must be the languages spoken either in the caravan in which the journey is made or on the route the caravan follows. The fact that they entered Turkish territory less than a week after setting out from Damascus indicates that a large part of the journey, which was thought to last fifty days between Damascus and Bursa, passed in Turkish territory and that these languages were spoken to some extent in 15th century Turkey. Information similar to the information given by Bertrandon is given in ibn Bibi's al-Awamir al-Alaiyya fi’l-umur al-Alaiyya which was completed at the end of the 13th century. Ibn Bibi, one of the most important sources for the Sultanate of Rum, said in his al-Awamir that five languages were spoken in Turkey, and later defined two of these languages as Arabic and Persian. Researchers working on this subject have expressed various opinions on the subject of what five languages mentioned by Ibn Bibi are. However, Yazıcızade's statement, which conveys this information in his work as seven languages are spoken in Turkey, is remarkable. In this study, these languages spoken in Turkey in Overseas Travel written by Bertrandon are compared with the information given by Ibn Bibi in his work, and the possibility that at least seven different languages were spoken in Late Medieval Turkey, as in Yazıcızade, is emphasized.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Kültür Tarihi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Kasım 2024 |
Gönderilme Tarihi | 20 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 8 Temmuz 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: PROF. DR. EŞREF BUHARALI ÖZEL SAYISI |