In the late 18th century, the Qajar Dynasty (1795-1925) assumed control in Iran. During this period, the rise of Napoleon in Europe introduced France as a new power, significantly disrupting the political balance. Napoleon’s expansionist ambitions, particularly towards Egypt and India, unsettled Britain’s hold over the Middle East and India. After his failure in Egypt, Napoleon devised a plan to reach India via Iran. In 1807, he sought to implement this plan by forming an agreement with Russia at Tilsit. However, this alliance with Russia led to a loss of trust from both the Ottoman Empire and Iran. The Franco-Russian alliance, while primarily aimed at countering Britain, also caused anxiety for both the Ottoman and Iranian governments. In response, Britain sought to counter this alliance and prevent another power from approaching India by signing separate agreements with the Ottoman Empire and Iran. Britain’s desire to secure its route to India created a crucial opportunity for Fath Ali Shah, the Qajar ruler, who had been suffering from significant Russian military defeats. Seizing this opportunity, Fath Ali Shah, with the advice of Sir Harford Jones, the British representative in Iran, decided to send a diplomatic envoy to Britain. He appointed Mirza Abu’l-Hasan Khan Shirazi as the plenipotentiary ambassador to London. Mirza Abu’l-Hasan, one of the leading diplomats of the Qajar period, represented Iran in both Britain and Russia during a time when the country was facing the imperial ambitions of these major powers. He is particularly noted for being one of the negotiators who signed the Treaty of Golestan, which was imposed on Iran under harsh conditions by Russia. During his first diplomatic mission to London between 1809-1810, the focus of this study, Mirza Abu’l-Hasan attracted significant attention from the British press. Amid the bloody wars between Iran and Russia, he worked tirelessly to secure British support for his country. At the time, Russia’s expansionist policies towards Iran were seen as a serious threat to Britain’s interests in India. Mirza Abu’l-Hasan’s London mission laid the foundation for solid bilateral relations between Iran and Britain. Additionally, he gained the backing of the British, aligning himself with their interests for the rest of his life. Beyond this mission, Mirza Abu’l-Hasan also served as Iran’s ambassador to Russia (1815-1816), and had two further tenures as ambassador to London (1818-1821), along with two terms as Iran’s Foreign Minister. During his second London mission, he was also responsible for overseeing the embassies of the Ottoman Empire, France, and Austria in Britain. This study examines Mirza Abu’l-Hasan’s diplomatic mission to Britain from 1809-1810 and its impact on Iran-Britain relations. The introduction provides an overview of the background to Mirza Abu’l-Hasan’s embassy in London, followed by a discussion of his life and his observations on Europe and European civilization as recorded in his work Hayratname, written during his time as ambassador to England.
18. yüzyılın sonlarında İran’da hâkimiyet Kaçar Hanedanı’nın (1795-1925) eline geçmiştir. Bu dönemde Avrupa’da Napolyon’un iktidara gelmesiyle Fransa yeni bir güç olarak ortaya çıkmış ve siyasi dengeleri altüst etmiştir. Napolyon ile birlikte Fransa’nın da sömürgecilik yarışına katılması özellikle de Mısır ve Hindistan’a yönelmesi İngiltere’nin Ortadoğu ve Hindistan’daki huzurunu kaçırmıştır. Mısır işgalinde başarısız olan Napolyon, İran üzerinden Hindistan’a ulaşmanın planlarını yapmıştır. Napolyon, 1807 yılında Rusya ile Tilsit’te anlaşarak bu planını hayata geçirmek istemiştir. Ancak Rusya ile anlaşması sonrasında hem Osmanlı Devleti’nin hem de İran’ın güvenini kaybetmiştir. Napolyon’un Rusya ile anlaşması İngiltere kadar Osmanlı ve İran devletlerini de tedirgin etmiştir. Fransa ile Rusya ittifakı aslında İngiltere’ye karşı yapılmış bir ittifaktır. İngiltere hem bu ittifaka karşı hem de Hindistan’a başka bir gücü yaklaştırmamak adına Osmanlı ve İran devletleriyle ayrı ayrı antlaşmalar imzalamıştır. İngiltere’nin Hindistan güzergâhının emniyetini sağlamak amacıyla İran ile yakın ilişkiler kurmak istemesi Rusya karşısında ağır darbeler alan Kaçar hükümdarı Feth Ali Şah için kaçınılmaz bir fırsat yaratmıştır. Feth Ali Şah bu fırsatı iyi bir şekilde değerlendirmek için İran’da bulunan İngiliz temsilcisi Sir Harford Jones’in de önerisiyle İngiltere’nin başkentine bir diplomatik temsilci gönderme kararı almıştır. Bu doğrultuda Mirza Ebü’l-Hasan Han Şirazî’yi tam yetkili elçi olarak Londra’ya göndermiştir. Kaçar Dönemi’nde İran’ın önde gelen diplomatlarından biri olan Mirza Ebü’l-Hasan, ülkesinin İngiltere ve Rusya gibi büyük güçlerin yayılmacı politikalarıyla karşı karşıya kaldığı bir dönemde, bu devletlerde elçi olarak görevde bulunarak İran’ı temsil etmiştir. Rusya tarafından İran’a ağır şartlarla dayatılan Gülistan Antlaşması’nı imzalayan müzakerecilerinden biri olarak tarihe geçmiştir. Bu çalışmaya da konu olan 1809-1810 yıllarında Londra’da gerçekleştirdiği ilk diplomatik görevi sırasında, İngiliz basınının dikkatini üzerine çeken Mirza Ebü’l-Hasan, o dönemde İran ile Rusya arasında cereyan eden kanlı savaşların gölgesinde, ülkesine İngiliz desteği sağlamak için yoğun çaba harcamıştır. O dönemde Rusya’nın İran’a yönelik yayılmacı politikası, İngilizlerin Hindistan’daki çıkarları açısından ciddi bir tehdit olarak algılanmıştır. Mirza Ebü’l-Hasan’ın Londra Sefareti, İran ile İngiltere arasında ikili ilişkilerin sağlam temeller üzerine inşa edilmesini sağlamıştır. Ayrıca kendi adına son derece başarılı geçen bu sefarette İngilizlerin desteğini kazanmış ve ömrünün sonuna kadar onların çıkarları doğrultusunda hareket etmiştir. Mirza Ebü’l-Hasan bu görevi dışında Rusya Sefareti (1815-1816), Londra Sefareti (1818-1821) ve İran’da iki dönem Dışişleri Bakanlığı yapmıştır. Mirza Ebü’l-Hasan, ikinci Londra Sefareti sırasında İngiltere elçiliğinin yanı sıra Osmanlı, Fransa ve Avusturya elçiliklerinden de sorumlu tutulmuştur. Bu çalışmada, Mirza Ebü’l-Hasan’ın 1809-1810 yıllarında İngiltere’deki diplomatik görevi ve bunun İran-İngiltere ilişkilerine etkisi incelenmiştir. Giriş bölümünde, öncelikle Mirza Ebü’l-Hasan’ın Londra elçiliğinin arka planı, devamında hayatı ve İngiltere elçiliği sırasında yazdığı Hayretnâme adlı eserinde Avrupa ve Avrupa medeniyeti hakkındaki gözlemleri ele alınmıştır.
Mirza Ebü’l-Hasan İran İngiltere Londra Sefareti Hayretnâme.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Genel Türk Tarihi (Diğer), Yakınçağ Tarihi (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Kasım 2024 |
Gönderilme Tarihi | 9 Eylül 2024 |
Kabul Tarihi | 11 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: PROF. DR. EŞREF BUHARALI ÖZEL SAYISI |