İnsan doğası ile iktidarın birbiri ile ilişkisi siyaset felsefesinin temel tartışma konularından biridir. Bununla birlikte, bazı kuramcılar tarafından iktidarın kaçınılmaz oluşunun ihmal edilmesi, zaman zaman ortaya çıkan bir durum arz eder. Yine, iktidarı devlet formuna indirgemenin sığ özelliği, devleti oldukça genelleyici sıfatlarla niteleme bağlamına da yansımıştır. Bu minvalde, devlete dair Marksizm ve anarşizmin sekter öncülleri gerek paradoksal gerekse de geçersiz argümanlar üretmelerine yol açmıştır. İki siyasal ideoloji de devleti toplumsal sınıfların bir aracı olarak görme konusunda hemfikir iken; kendi ideallerinde devletin konumunu belirleme noktasında açık bir çatışmaya girer. Marksizm’de devletin “geçici bir araç” olarak görülmesi büyük bir yanılgı olarak tarihteki yerini almış iken; anarşizmde devletin ilgasına yönelik keskin çıkış, iktidarın kaçınılmaz özelliğinin bir sonucu olarak onu ciddi paradoksal zemine düşürmüştür. Bu makalede, Marksizm adına Karl Marx’ın, anarşizm adına ise Mihail Bakunin’in “olan” ile kendi “olması gerekenlerine” yönelik argümanları devlet kuramı odağında eleştirel bir değerlendirmeye alınmıştır. Makalenin sonunda, iki kuramcının da devlete “nihai bir son” vermeye yönelik argümanlarına rağmen iktidarın kaçınılmazlığını ihmal ettiklerine ve bu bağlamda onu aslında farklı formlarda yeniden ürettiklerine yer verilmiştir.
The relation between human nature and power is one of the basic discussion topics of political philosophy. However, neglecting of the inevitability of power by some theorists is an occasional occurrence. Again, fordable characteristic of degrading power to the form of state is also reflected in the context of characterizing the state with quite generalizing adjectives. In this context, the sectarian premises of Marxism and anarchism regarding the state have led them to generate both paradoxical and invalid arguments. While both political ideologies agree on seeing the state as a tool of social classes, they have certain conflict in terms of determining the position of the state for their own ideals. While the view of the state as a “temporary tool” in Marxism has taken its place in history as a big mistake; the sharp argument towards the abolition of the state in anarchism has brought it to serious paradoxical ground as a result of the inevitability of power. In this article, the arguments of Karl Marx on behalf of Marxism and Mihail Bakunin on behalf of anarchism regarding “what is” and their own “what should be” are critically evaluated with a focus on state theory. At the end of the article, it is stated that despite their arguments to estimate the state “a final end”, both theorists neglect the inevitability of power and in this context, they actually reproduce it in different forms.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Politika ve Yönetim (Diğer) |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 18 Temmuz 2024 |
| Kabul Tarihi | 6 Haziran 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 11 Sayı: 1 |