Orhan Kemal, 1950'li yıllardan itibaren ivme kazanan köyden kente göç olgusunu ve kapitalist ekonomik yapılaşmanın dayattığı gerçekliği romanlarında ele alan, bu bağlamda taşralı bireyin büyük kentte yaşadığı açmazları, sıkıntıları, değişim ve dönüşümü, yabancılaşma gerçeğini ve bir kimlik inşa etme süreçlerini enine boyuna irdeleyen belli başlı toplumcu-gerçekçi romancılarımızdan birisidir. Bizatihi kendisinin de tecrübe etmiş yahut yakından tanıklık etmiş olduğu toprak ve fabrika işçilerinin hayatlarını, köyden büyük kentlere göç eden gurbetçilerin yaşam mücadelelerini son derece gerçekçi ve bir o kadar samimi bir duyarlıkla kaleme alan Orhan Kemal, bu yönüyle Türk edebiyatında "yaşadıklarını yazan" bir sanatçı hüviyetiyle nev-i şahsına münhasır bir yer edinmiştir.
Tarım sektöründe gözlenen endüstrileşme ile birlikte doğduğu topraklarda geçinme ve yaşama imkânı kalmayan taşralı insanın yeni bir hayat düzeni kurmak umuduyla kente göç etmesi, sonrasında burada tutunma çabaları, yazarın birbirinin devamı niteliğinde olan "Bereketli Topraklar Üzerinde" ve "Gurbet Kuşları" adlı romanlarında masaya yatırılan problemlerdendir. Yazar, her iki romanda da, yaşadıkları köyün dışına çıkmamış, dolayısıyla kente ve kentlilere yabancı taşralı bireyin, kendisi için adeta büyük bir kaos ortamı olan şehirde yalpalaması, nesneleşmesi, kendine ve topluma yabancılaşması, insanî erdemlerin uzağında kalması, değerler dizgesinin alt üst olması vb. süreçleri ortaya serer. Bu çalışmada, yazarın bahse konu iki romanı odağa alınarak yukarıda sözü edilen değişim süreçleri açığa çıkarılmaya çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Ekim 2020 |
Gönderilme Tarihi | 1 Eylül 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |
Tarandığımız Dizinler:
e-ISSN: 2148-5232