Tanımlayıcı kesitsel tipteki bu çalışma, cerrahi servislerde çalışan hemşirelerin hasta mahremiyetini koruma ve sürdürme durumlarının belirlenmesi amacıyla 13 Eylül-18 Ekim 2022 tarihleri arasında yürütülmüştür. Çalışmanın örneklemini araştırmaya katılmayı gönüllü olarak kabul eden 166 cerrahi hemşiresi oluşturmuştur. Araştırmanın verileri Kişisel Bilgi Formu ve Hasta Mahremiyet Ölçeği (HMÖ) kullanılarak yüz yüze görüşme tekniği ile toplanmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, tek yönlü varyans analizi (Anova), kikare ve Spearman korelasyon analizi kullanılmıştır. Çalışmada hemşirelerin %62,7’sinin mahremiyet ile ilgili hizmet içi eğitim aldıkları, hasta hakları yönetmeliğini mahremiyet ile ilgili bölümünü okudukları ve % 89,8’inin mahremiyeti hastanın sağlık-hastalık verileri ve hasta bedeni ile ilişkili olduğunu düşündükleri bulunmuştur. Çalışmada hemşirelerin mahremiyete verdikleri önem yüksek bulunmuştur (124,48 ±11,47). Ölçek alt boyutlarında en yüksek puan “özel hayat ve kişisel bilgilerin gizliliği” alt boyutundan, en düşük puan “bedensel mahremiyet” ve “uygun ortam oluşturma” alt boyutundan alınmıştır. Hemşirelerin yaş, eğitim, medeni durum, meslekte ve cerrahi birimde çalışma yılı ile HMÖ toplam puan ortalamaları arasında anlamlı fark olmadığı belirlenmiştir (p>0,05). Kadın hemşireler kendini koruyamayanların mahremiyeti alt boyutu ve cinsiyete ilişkin mahremiyet alt boyutundan erkeklere göre anlamlı derecede yüksek puan almışlardır (p>0,05). Araştırma kapsamına alınan cerrahi hemşirelerinin demografik özelliklerinden HMÖ ile korelasyonunda az sayıda değişken arasında pozitif yönde zayıf ve orta düzeyde ilişki olduğu saptanmıştır (p<0,05). Sonuç olarak bu çalışma cerrahi hemşirelerinin hasta mahremiyetine önem verdiklerini göstermektedir. Hasta mahremiyetine gösterilen özeni değerlendirmeye yönelik gözleme dayalı araştırmaların yapılması önerilmektedir.
This descriptive cross-sectional study was conducted between September 13 and October 18, 2022, carried out to determine the status surgical nurses' protecting and maintaining patient privacy. The study sample consisted of 166 surgical nurses who voluntarily accepted to participate in the study. The data of the study were collected by face-to-face interview technique using the Personel Information Form and Patient Privacy Scale. Descriptive statistics, one-way analysis of variance (Anova), Test, chi-square and Spearman correlation analysis were used to analyze the data. In the study, it was found that 62.7% of the nurses received in-service training on privacy, read the privacy section of the patient rights regulation and 89.8% thought that privacy should be related to the patient's health-disease data and patient's body. The importance given by the nurses to privacy was found to be high (124.48 ±1.47). In the sub-dimensions of the scale, the highest score was "private life and protection of personal data" and the lowest score was "physical privacy" and "creating a suitable environment". There was no significant difference between the surgical nurses' the mean scores of age, education, marital status, working years in the profession and in the surgical unit(p>0.05). Female nurses scored significantly higher than men in the sub-dimension of the privacy of those unable to protect themselves and in the sub-dimension of the gender-specific privacy (p>0.05). Araştırma kapsamına alınan cerrahi hemşirelerinin demografik özelliklerinden HMÖ ile korelasyonunda az sayıda değişken arasında pozitif yönde zayıf ve orta düzeyde ilişki olduğu saptanmıştır (p<0.05). In conclusion, this study shows that surgical nurses gave importance to patient privacy. It is recommended that observation-based studies be conducted to evaluate the care shown to patient privacy.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Cerrahi Hastalıklar Hemşireliği, Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Eylül 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 12 Sayı: 3 |