İnsanlığın gelişimi bir anlamda bireyin gelişimi olarak da tanımlanabilir. Toplumsal yasama geçişten önceki ilkel insan da birey ya da çekirdek toplum olarak yaşamıştı. Sonraki yıllarda insanlar kaderlerini teslim ettikleri kavramların veya büyük bireylerin altında cemaat olarak yasamayı sürdürdüler. Antik çağdaki bazı sınırlı örnekler dışında bu yasam tarzı sanayi devrimine kadar sürdü. Sanayi devrimi, kitlesel üretim ve tüketim ile ekonominin bir bilim olarak ortaya çıkısı, bir daha geri dönülmemek üzere bireyi ön plana çıkardı. Bilim ve teknolojinin yaygınlaşması ile sanayi toplumunun ortaya çıkısı, kitlelerin yapısını değiştirerek rasyonel düşünen ekonomik insan tipolojisini yapılandırdı. Bu yapılanma giderek "gelişmiş bireyler"in oluşturduğu "modern toplum"u tarih sahnesine çıkardı. Bu dönüşümü gerçekleştiremeyen topluluklar ise "Metafizik Cemaat" özelliklerini sürdürdüler. 20'nci yüzyılın ilk çeyreğinde birdenbire hızlanan Türk modernizasyonu insanlık tarihinin sayılabilecek adetteki sürprizlerinden birini oluşturmuştur. Bu modernizasyon projesinin hareket noktası ve dayandığı ilkeler konusunda pek çok görüş ifade edilmiştir. Bu tür tarihî gelişmelerin tek bir nedene dayanması elbette mümkün değildir. Ancak bu nedenlerden birkaçı (ya da sadece biri) oluşumun dayandığı ana ilkeyi teşkil etmiştir. Türk modernizasyonunda temel ilkelerden birinin, son yüzyıllarında "cemaat" bilinciyle yasaya gelen bir ulustan, rasyonel düşünebilen "ekonomik insan" yaratmayı hedef alan bir toplum mühendisliği olduğu tezi de üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur. Makalede, bu tezi doğruladığı düşünülen veriler tartışılmaktadır.
İnsanlığın gelişimi bir anlamda bireyin gelişimi olarak da tanımlanabilir. Toplumsal yasama geçişten önceki ilkel insan da birey ya da çekirdek toplum olarak yaşamıştı. Sonraki yıllarda insanlar kaderlerini teslim ettikleri kavramların veya büyük bireylerin altında cemaat olarak yasamayı sürdürdüler. Antik çağdaki bazı sınırlı örnekler dışında bu yasam tarzı sanayi devrimine kadar sürdü. Sanayi devrimi, kitlesel üretim ve tüketim ile ekonominin bir bilim olarak ortaya çıkısı, bir daha geri dönülmemek üzere bireyi ön plana çıkardı. Bilim ve teknolojinin yaygınlaşması ile sanayi toplumunun ortaya çıkısı, kitlelerin yapısını değiştirerek rasyonel düşünen ekonomik insan tipolojisini yapılandırdı. Bu yapılanma giderek "gelişmiş bireyler"in oluşturduğu "modern toplum"u tarih sahnesine çıkardı. Bu dönüşümü gerçekleştiremeyen topluluklar ise "Metafizik Cemaat" özelliklerini sürdürdüler. 20'nci yüzyılın ilk çeyreğinde birdenbire hızlanan Türk modernizasyonu insanlık tarihinin sayılabilecek adetteki sürprizlerinden birini oluşturmuştur. Bu modernizasyon projesinin hareket noktası ve dayandığı ilkeler konusunda pek çok görüş ifade edilmiştir. Bu tür tarihî gelişmelerin tek bir nedene dayanması elbette mümkün değildir. Ancak bu nedenlerden birkaçı (ya da sadece biri) oluşumun dayandığı ana ilkeyi teşkil etmiştir. Türk modernizasyonunda temel ilkelerden birinin, son yüzyıllarında "cemaat" bilinciyle yasaya gelen bir ulustan, rasyonel düşünebilen "ekonomik insan" yaratmayı hedef alan bir toplum mühendisliği olduğu tezi de üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur. Makalede, bu tezi doğruladığı düşünülen veriler tartışılmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2005 |
Gönderilme Tarihi | 15 Şubat 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2005 Cilt: 1 Sayı: 1 |