Karl Marx’ın sosyolojisi Alman felsefesi, İngiliz ekonomi politiği ile Fransız sosyalist düşüncesinin yaratıcı bir sentezi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bakımdan onun düşüncesi Edebiyattan ekonomiye, felsefeden tarih ve politikaya kadar geniş bir etki alanına sahip olup eklektik bir nitelik göstermektedir. Bu eklektik sosyoloji, ekonominin belirleniminde özgün bir biçime bürünen modern kapitalist toplumu, modern üretim ve sınıf ilişkileri ekseninde analiz etmektedir. Modern üretim ve sınıf ilişkileri neticesinde ortaya çıkan yabancılaşma olgusu, Marx’ın sosyolojisi için kilit bir kavramdır. Zira onun sosyolojik analizinin asıl odağı modern kapitalist toplumdaki sınıfsal yapı ve üretimin birey üzerindeki yabancılaştırıcı etkileridir. Bu bağlamda çalışmada Karl Marx’ın sosyolojik düşüncesinde özel bir yeri olan yabancılaşma kavramı tartışılacaktır. Felsefe tarihinde kavram uzun bir geçmişe sahip olsa da, ona sosyolojik bir statü kazandıran ve maddi toplumsal süreçlerle birlikte ele alan ilk düşünür Marx olmuştur. Marx, yabancılaşma kavramını Hegel ve Feuerbach’ın felsefi kavrayışından ilhamla ele almakta ve fakat maddi toplumsal süreçler bağlamında ortaya koymaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 2 Sayı: 1 |
Creative Commons Atıf-Gayriticari Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Derginin tüm içeriğine açık erişim sağlanmaktadır.
Yayınlanan makaleler öncelikle iThenticate programında taranmaktadır.
Dergimizde yayınlanan makalelerin sorumluluğu yazara ait olup, tüm telif hakları devrolunmuştur.
.