Nikâh, İslam hukukunda teklif ve bu teklifin kabul edilmesini içeren bir akit olarak görülmüştür. İki şahit huzurunda yapılmakla geçerlilik kazanan bu akit, İslam'ın ilk dönemlerinden itibaren kayıt altına alınmaya çalışılmıştır. Dört Halife devrinden başlayarak, Selçuklular, Memlükler, Osmanlılar ve diğer İslam devletlerinde, devlet otoritesinin katılımı zorunlu olmasa da, nikâh işlemlerinin kayıt altına alınması devamlılık göstermiştir. Osmanlı Devleti'nde ilk dönemlerden itibaren kadıların ya bizzat kendileri ya da izin verdiği imamlar, gayrimüslimlerde ise cemaatlerin ruhani reisleri veya onların izin verdiği papaz veya hahamlar nikâh işlemlerini gerçekleştirmekteydi. Tanzimat'tan sonra uygulama aynı paralelde devam etse de, nikâhla ilgili kayıtları daha iyi hâle getirmek için birçok yasal düzenleme yapıldı. Bu etkinliği artırmak için nikâh işlemini bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere, bazı cezalar öngörüldü. Ancak bu konudaki en köklü değişikliği, 1917 yılında çıkarılan Hukuk-ı Aile Kararnamesi getirdi. Bu kararnamede Müslümanlara ait hükümlerin yanında gayrimüslimlere ait hükümlere de yer verildi. Gayrimüslimlere ait aile hukuku ihtilaflarının çözüm yeri, şerʻiyye mahkemeleri oldu. Uzun ömürlü olmayan bu kararname, 1919 yılında yürürlükten kaldırıldı.
In Islamic law, marriage is seen as a contract that includes an offer and the acceptance of this offer. This contract became valid when made in the presence of two witnesses and has been tried to be recorded since the early Islamic times. Beginning with the Rashidun Caliphate, Seljuks, Mamluks, Ottomans and other Islamic States recorded marriage processes even if state authority was uninvolved. Since the earlier times muslim judge (kadı) himself or an imam with the permit of the kadı carried out the legal processes of the marriages in the Ottoman Empire. Spiritual leaders of the non-muslims, or priests and rabbis with permits from their respective leaders, performed these processes for their people. After the proclamation of the Imperial Edict of Gülhane, lots of legislative arrangements has been made to improve the records of the marriages. Penalties have been determined for people that did not inform the authorities about their marriages. However the most radical change in this subject came in 1917 with The Decree of Hukuk-ı Aile. This decree contained provisions about both muslims and non-muslims. With the Decree of Hukuk-ı Aile, disputes of non-Muslims over law of domestic relations were to be resolved in the religious Sharia courts. The Decree of Hukuk-ı Aile did not last long and was repealed in 1919.
Ottoman Empire marriage weddings marriage certificates letter of permit
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 4 Sayı: 4 |
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.