İslam felsefesi, düşünce tarihinde var olan diğer felsefî sistemler gibi, konuları bakımından sistematik özellik gösterir. İslam felsefesinin problemleri, İslam filozofları tarafından, sistemli bir biçimde ifade edildi. Gazâlî ve ondan sonraki dönemde, felsefe, İslâm ortaçağında, İslam entelektüel çevreleri tarafından eleştirildi. Bu süreç pozitif neticeler de yarattı. Bu sürecin inşasında Fahruddîn erRâzî’nin payı dikkate değerdir. Râzî, Gazâlî gibi, İslam filozoflarına karşı açık bir eleştiri içerisinde olmadı. Evvela, felsefî literatürü analiz etti ve sonra onu sistematik dille ifade etti. Kitâbu’lMulahhas fi’l-Mantık ve’l-Hikme, Râzî’nin felsefi meseleleri tartıştığı analitik çalışmalarından biridir. Bu makalede bu konulara ilişkin Râzî’nin yaklaşımı incelendi. Râzî, çalışmasını iki ana parçaya ayırır: Mantık ve Felsefe. Mantık bölümünde, mantıksal terimler ve önermeler değerlendirilir. Felsefe bölümünde, varlık felsefesinin genel terimleri, cevher ve arazın tanımları ve bu kavramlar hakkında problemler ve son olarak da Tanrı problemi, analitik ve sistematik bir dille ele alınır. Bu makalede Râzî’nin ontolojisi ve epistemolojisi, kavram anlayışı ve felsefî konulara ilişkin bilimsel yöntemi incelenmektedir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 10 Sayı: 20 |
Hitit Üniversitesi Kuzey Kampüsü Çevre Yolu Bulvarı 19030 - ÇORUM-TÜRKİYE
00 (90) 364 219 1100 - ilafdergi@hitit.edu.tr