“Fıkıh - tasavvuf ilişkisi”, ilk bakışta, adı geçen iki disiplinin metot ve problemleri arasındaki bazı geçiş ve gerginlikleri hatıra getirmekle beraber, aslında bu geçiş ve gerginlikler, İslam düşüncesinin gelişimine büyük katkılar sağlayan “zâhir-bâtın” tartışmalarının en heyecanlı ve en verimli alanlarını meydana getirmiş ve böylece tefsir, hadis, kelam, fıkıh, fıkıh usulü, tasavvuf ve mezhepler tarihi gibi pek çok disiplinin yöntem ve içeriklerine etki etmiştir. Bu itibarla, Osmanlılar dönemindeki fıkıh - tasavvuf münâsebetlerini inceleyen çalışmalar, sadece adı geçen iki disiplinin, Osmanlılar dönemindeki tarihî süreçlerini ve birbiriyle olan ilişkilerini ortaya çıkarmakla kalmayacak, aynı zamanda uzun bir tarih ve geniş bir coğrafya içerisinde yaşanan bu dönemin bütünüyle dinî tarihinin anlaşılmasına da yardımcı olacaktır.
In Fiqh - Sufism relation
”, at first glance, brings to mind some of the transitions and tensions between
the methods and problems of these two disciplines, but these transitions and
tensions, in fact, make the most exciting and most productive areas of the
discussion of ve zahir-bâtın bakış, and thus have influenced the methods and
contents of many disciplines such as tafsir, hadith, kalam, fiqh, fiqh style,
Sufism and history of sects. In this respect, the studies examining the
jurisprudence of fiqh - sufism during the Ottoman period will not only revea the
historical processes and the interrelations of the two mentioned disciplines in
the Ottoman period but will also help to understand the religious history of
this period.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2002 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2002 Cilt: 1 Sayı: 1 |
Hitit Üniversitesi Kuzey Kampüsü Çevre Yolu Bulvarı 19030 - ÇORUM-TÜRKİYE
00 (90) 364 219 1100 - ilafdergi@hitit.edu.tr