Amaç: Diyabet,hipertansiyon gibi kronik hastalıklar zaman içinde çeşitli organ fonksiyonlarında bozulmaya neden olur. Bu durum psikiyatrik hastalıkları beraberinde getirir. Bu çalışmada amacımız; bir aile sağlığı merkezine başvuran diyabet ve/veya hipertansiyon hastalarının depresyon ve anksiyete riskini ve düzeyini belirleyerek, bazı bağımsız değişkenlerle olan ilişkisini araştırmaktır.
Gereç ve Yöntemler: Bu çalışma 01 Ekim 2018-01 Şubat 2019 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Aile Sağlığı Merkezi'ne başvuran toplam 330 diabetes mellitus ve/veya hipertansiyon hastasına sosyodemografik veri anketi ile birlikte Beck Depresyon Envanteri ve Beck Anksiyete Envanteri yüz yüze görüşme tekniğiyle uygulandı. Hastalar sadece hipertansiyonu olanlar,sadece diyabeti olanlar ve hem hipertansiyon hem de diyabeti birlikte bulunanlar olarak üç gruba ayrıldı.
Bulgular: Çalışmaya alınan hastaların 226’sının kadın,104’ün erkek olduğu saptandı. Yaş ortalaması 53,69±7,24 yıl olarak tespit edildi. Hastaların 66’sı diyabet,181’i hipertansiyon ve 83’ü diyabet+hipertansiyon hastası olduğu görüldü. Diyabet grubunda %42,4, hipertansiyon grubunda %32,5, hem diyabet hem de hipertansiyon grubunda ise %40,9 oranında anksiyete bozukluğu saptanırken, depresyon oranlarına bakıldığında diyabet grubunda %31,8, hipertansiyon grubunda %28,7, hem diyabet hem de hipertansiyon grubunda ise %32,5 oranında gözlendi. Grupların yaş dağılımında,eğitim düzeylerinde,egzersiz sıklığında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulundu (p<0.05). Diyabet hastalarında,hipertansiyon hastalarına oranla anksiyete bozukluğu daha fazla gözlendi. Her üç grupta da kadın cinsiyette anksiyete oranları erkeklere göre daha yüksek bulundu (p<0.05). Tüm gruplarda hastalık yılı açısından yapılan incelemede HT tanısı alınan ilk yıl ve on yıldan sonra depresyon skorlarının artmış olduğu gözlendi (p<0.05).
Sonuç: Diyabet ve/veya hipertansiyon hastalarına,hasta merkezli klinik yöntemle yaklaşılmalı hasta bütüncül olarak ele alınmalı,yalnızca fiziksel rahatsızlık ve komplikasyonları ile değil, psikolojik ve sosyal açıdan da değerlendirilmelidir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 31 Mayıs 2022 |
Kabul Tarihi | 12 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 4 Sayı: 2 |
Hitit Medical Journal Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.