Sinema tarihi boyunca biçimci ve gerçekçi gelenekler sinemanın neyi anlattığını tanımlamak üzere çeşitli varsayımlar geliştirmiştir. Kameranın gerçeği anlatamayacağını savunan biçimciler, görüntünün manipülasyonu ile sanatsal etki yaratmayı amaçlamıştır. Bazin’in önderliğini yaptığı gerçekçiler ise kameranın gerçeği kaydetmenin eşsiz bir aracı olduğunu savunmuşlardır. Sinema kuramcıları gerçekçi ve biçimci gelenekler arasındaki tercihin nedenlerine yönelik eserler ortaya koymuşlardır. Anlatı sineması ve Hollywood özelinde düşünüldüğünde ise özellikle küreselleşen sinema sistemi içerisinde filmlerde gerçekçi ve biçimci öğelerin birlikte kullanılabildiğini söylemek mümkündür. Alfonso Cuaron Orozco, 1990’lı yılların sonunda dünya çapında yükselişe geçen Meksika sinemasında ve Hollywood’da ticari ve sanatsal alanda başarı kazanmış filmlere imza atmıştır. Bu çalışmada, çağdaş anlatı sinemasında biçimci ve gerçekçi yaklaşımların birlikte kullanılabileceği varsayımından hareketle, Cuaron’un Roma (2018) filmi mizansen öğeleri bağlamında yorumlayıcı ve betimleyici yöntemle çözümlenmiştir. Biçimci ve gerçekçi yaklaşımların Cuaron’un biçemine teknik ve estetik düzeydeki etkilerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Çalışma sonucunda, Roma (2018) filmi ışığında yapılan değerlendirmede; yönetmenin gerçekçi ve biçimci öğeleri birlikte kullanarak özgün bir biçem oluşturduğu sonucuna varılmıştır.
Throughout the history of cinema, formalist and realist traditions have developed various assumptions to define what cinema narrates. Formalists, who argue that the camera cannot express reality, aimed to create artistic effects by manipulating the image. Realists who are led by Bazin, argue that the camera is a unique tool for recording reality. Considering the narrative tradition and Hollywood cinema, in particular, it is possible to say that both formalist and realist elements are used together in the globalised cinema system. Alfonso Cuaron Orozco has directed commercially and artistically successful movies in the Mexican cinema by the end of the 1990s and in the Hollywood film industry. In this study, Cuaron’s movie Roma (2018) is analysed in the context of the mise en scene elements by using interpretive and descriptive methods and according to the assumption that formalist and realist elements can be used together in contemporary narrative cinema. It is aimed to determine the effects of formalistic and realistic approaches on Cuaron’s style through technical and aesthetic levels. It is concluded that the director creates an original style by using realist and formalist elements together.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji, Psikoloji |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 9 Ağustos 2019 |
Kabul Tarihi | 17 Ekim 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.