Bu makalenin temel amacı, 16.yy. Azerî sahası Divan şairlerinden Fuzûlî’nin şiir dünyasını 20. yy. Alman filozofu Martin Heidegger’in varlık düşüncesinden hareketle ele alarak dil, varlık ve yokluk kavramları arasında bulunan ilişkiyi incelemektir. Heidegger’in felsefi metinleri ve Fuzûlî’nin gazellerinde, varlık ve yokluk arasındaki bağlantının insanın sonlu bir varoluşa sahip olması bağlamında benzer bir şekilde temellendirildiği görülmektedir. Üç temel bölümden oluşan makalenin birinci kısmında Heidegger’in erken ve geç dönem düşüncesindeki ontolojik bütünlük ortaya konmakta, böylelikle varlık ve yokluk düşüncesinin şiirsel dil ile olan topolojik bağlantısı irdelenmektedir. İkinci bölümde Fuzûlî’nin şiir dünyası tasavvuf düşüncesi ve rindane tarzın temel kavramları ile açıklanmakta, Fuzûlî’nin bu kaynaklardan nasıl beslendiği ifade edilmektedir. Üçüncü kısımda Fuzûlî’nin seçme gazellerinden beyitlerin Heidegger düşüncesi bağlamında bir yorumu sunulmakta, buna göre varlık ve yokluk arasındaki bağ bir karşıtlıktan ziyade birbirine geçişlere izin veren bir karşılıklı olma kavramı çerçevesinde izah edilmektedir. Sonuç kısmında tartışıldığı üzere, Heidegger ile Fuzûlî için insanın sonlu varlığının şairane bir varoluş tarzıyla tecrübe edilebileceği fikri ortaktır. Fuzûlî’nin şiiri tasavvuf geleneğinde görülen ontoteolojik etkiler sergilemekteyse de, şairin maddî çokluklar dünyasından uzaklaştığı ölçüde yok olarak Varlığın kendisine ulaşabileceğini düşünmesiyle, Fuzûlî kendine özgü bir varlık anlayışı yaratmayı başarmıştır. Heidegger’de bu tür mistik bir varlık anlayışı olup olmadığı şüphelidir. Öte yandan her iki düşünür için de sonlu bir var olmanın daha derin bir tecrübesi varlık ile yokluk arasındaki karşılıklı harekete konumlanmaktadır. Var olmanın ne anlama geldiği, ölüme-doğru-olmakta, yani yok oluş esnasında ortaya çıkarak kendine şiirsel bir mesken bulur. Buna göre, var olmanın nasıl yok olmaya doğru olmak anlamına geldiği ve bunun dilde ne anlamda şiirsel bir tecrübe olarak belirdiğini Fuzûlî’nin gazellerinde incelemek, Fuzûlî’nin fikir dünyasının daha derinlemesine anlaşılmasına izin vermiştir.
Heidegger şiir ve felsefe varlık ve yokluk Fuzûlî Divan edebiyatı ve felsefe
The main goal of this article is to examine the link between the idea of language, being and nothingness by comparing 16th century Turkish-Azeri poet Fuzûlî’s poetry and 20th century German philosopher Martin Heidegger’s philosophy departing from the latter’s thinking of being. There are similarities between Heidegger and Fuzûlî’s respective thoughts concerning the role of the human being’s relation to finitude which grounds the relationship between being and nothingness. The article consists of three sections. The first section makes sense of Heidegger’s early and late thought in terms of its ontological unity, explaining the ways in which being and nothingness topologically co-determine one another in poetic language. The second section focuses on clarifying the sources that nourish Fuzûlî’s poetry, such as Sufism and the literary style of “Rind” as observed in classical Ottoman poetry, elucidating how these influences underpin the philosophical foundations of Fuzûlî’s poetry. The third section offers a philosophical interpretation of Fuzûlî’s lyric poems by illustrating how and why being and nothingness are not to be thought as mere opposites, pointing out their ontological belonging together. In the concluding section, it is argued that a poetic mode of existence necessitates an authentic experience of human finitude both for Heidegger and Fuzûlî. Although Fuzûlî’s poetry involves onto-theological influences from Sufism, Fuzûli manages to form an original idea of poetic existence, emphasizing that the poetic agent needs to take a step back from the mundane world of multitudes in order to unify with Being itself. As for Heidegger, it is doubtful whether there is such a mystical idea of being. Nonetheless, for both figures the more originary experience of finite human existence lies in the poetic interplay between being and nothingness. The poetic meaning of being comes to manifest itself in the process of one’s existential annihilation, which takes place in the movement of being-towards-death. Accordingly, exploring how the meaning of being requires the poetic experience of nothingness and how such an experience appears through language in Fuzûlî’s lyric poems provides a more comprehensive account of his thinking.
Heidegger poetry and philosophy being and nothingness Fuzûlî classic Ottoman poetry and philosophy
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe, Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 20 Nisan 2021 |
Kabul Tarihi | 30 Kasım 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 39 Sayı: 1 |
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.