Anti kahraman teriminin, edebiyat eleştirisinde kullanılması ve yaygınlaşması görece olarak yeni olsa da, anti kahramanlar hem edebiyatta hem de gerçek hayatta uzun zamandır varlıklarını sürdürüyorlar. “Geleneksel kahramanın antitezi olan başkişi” şeklinde tanımlanabilecek anti kahramanlar, kendi içlerinde de pek çok kategoriye ayrılır ve birbirinden farklı nitelikler taşır. Bu makalede eylemsizlikle karakterize olmuş anti kahramanlar ve bunların dönüştürücü gücü ele alınmaktadır. Toplumca kabul görmüş üstün niteliklere sahip kahramanların karşıtı özelliklerle donanmış, genellikle yalnız, başarısız ve toplum onayını alamamış bu karakterlere ilişkin eleştirel ilgi, genellikle içinden geldikleri edebiyatın mahkûm edilmesi şeklinde olmuştur. Özellikle Türkiye’de, 70’li yıllarda, Marksist eleştirinin hakimiyeti altındaki eleştiri dünyasında, anti kahramanlar, bireycilikle, kendine dönük olmayla, hatta politik sonuçları açısından gericilikle itham edilmişler; bu tür edebiyat bir “bunalım edebiyatı” olarak görülmüştü. Anti kahramanlar ve onların içine doğduğu edebiyat acaba gerçekten sadece bireyci olarak addedilebilir mi? Bir yazar, topluma ilişkin gözlem ve eleştirilerini, onun kıyısında kalan bir karakter üzerinden vererek etkileyiciliğini arttırıyor olabilir mi? Kahramanların yol göstericiliğine karşı acaba anti kahramanlar da kendi meşreplerince toplumu dönüştürüyor olabilirler mi? Bu bağlamda edebiyat eseri ve okur arasında ne tür bir ilişki vardır? Bu makale, bu sorulara cevap niteliğindeki tartışmalardan oluşuyor. Türk ve Dünya Edebiyatı’ndan örneklerle, eylemsizliği tercih eden anti kahramanların eylemsizlikle onları çevreleyen sistemi sarsmaları tartışılıyor.
Anti Kahraman Eylemsizlik İsimsizlik Beyaz Mantolu Adam Bartleby Aylak Adam Akakiy Akakiyeviç Uyuyan Adam Peçorin
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Mart 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 2 Sayı: 4 |