İnsan, doğanın bir parçası olarak varlığını sürdürebilmek için çevresindeki tüm canlılarla etkileşim kurmuştur. Doğadaki uyum ve dengede kendine bir yer edinebilmek adına diğer canlıları tanımış, ilişkiler geliştirmiştir. Bu süreçte, insanoğlu kendini doğada konumlandırabilmek için hayvanları gözlemlemiş; kimi zaman taklit etmiş kimi zaman da onlardan uzaklaşarak canlıları ötekileştirmiştir. Konargöçer yaşam tarzına sahip toplumlar arasında yer alan Türkler, doğayla kurdukları yakın ilişki nedeniyle, yerleşik toplumlara göre doğayı anlamlandırmada daha ileri bir konuma sahip olmuşlardır. Avcılık ve hayvancılıkla geçimlerini sağlayan Türkler için, hayvanları tanımak ve onlara anlam yüklemek temel bir ihtiyaç hâline gelmiştir. Bu bağlamda bazı hayvanlarla güçlü bir yakınlık hissetmiş, bazılarına ise mesafeli bir duruş sergilemişlerdir. Çalışmanın merkezinde yer alan köpek, Türk kültüründe hem sevilen ve saygı duyulan bir dost hem de zaman zaman dışlanan bir varlık olarak iki yönlü değerlendirilmiştir. Köpek, olumlu ya da olumsuz görülmesinden bağımsız olarak geleneksel Türk dünya görüşü ve buna bağlı inanç yapılarında kendine önemli bir yer edinmiş; Türk kültüründe derin sembolik bir anlam ifade etmiştir. Kültürel olarak böylesine anlam yüklü bir varlığın, diğer kültürel unsurlara etki etmemesi imkânsızdır. Makalede amaç, Türklerin ehemmiyet verdikleri bir canlının edebî metinlerde nasıl ele alındığını, gerçek anlamların yanı sıra edebî sanatlarla hangi benzetmelere konu olduğunu tespit edebilmektedir. Elde edilen malzemenin çokluğu dolayısıyla anlamsal göstergeler ön planda tutulmuş; çalışmanın içeriği sadece divanlar ile sınırlandırılmıştır. Bu bağlamda klasik Türk şiirindeki edebî metinler incelendiğinde “köpek”, “seg”, “it” ve “Kıtmîr” gibi pek çok kelimeyle Türk kültüründe önemli bir yer edinmiş bir canlının şiirlerde de sıklıkla anıldığı tespit edilmiştir.
Köpek Geleneksel Türk Dünya Görüşü Klasik Türk Şiiri Türk İnanç Sistemi
Bu çalışmanın tüm hazırlanma süreçlerinde etik kurallara ve bilimsel atıf gösterme ilkelerine riayet edilmiştir.
Herhangi bir kurum tarafından desteklenmemektedir.
Teşekkür edilecek kimse yoktur.
As a part of nature, humans have interacted with all living things around them in order to sustain their existence. In order to find a place for itself in the harmony and balance of nature, it has recognized other living beings in nature and developed relationships with them. In this process, in order to position itself in nature, human beings have observed animals, sometimes imitated them, and sometimes alienated and alienated them. Among the societies with a nomadic lifestyle, the Turks have a more advanced position in making sense of nature than settled societies due to their close relationship with nature. For the Turks, who earn their living through hunting and animal husbandry, knowing animals and giving them meaning has become a basic need. In this context, they have felt a strong closeness to some animals and have kept a distance from others. The dog, which is at the center of the study, has a dual position in Turkish culture as both a beloved and respected friend and an occasionally excluded being. It is impossible for such a culturally meaningful being not to affect other cultural elements. In this context, when literary texts in classical Turkish poetry are examined, it is seen that a creature that has gained an important place in Turkish culture with many words such as “köpek”, “seg”, “it” and “Kıtmir” is also frequently mentioned in poems. The aim of the article is to determine how a creature that the Turks attach importance to is addressed in literary texts and what analogies it is subject to with literary arts as well as its real meanings. In this direction, due to the abundance of the material determined, semantic indicators are kept in the foreground and the content of the study is limited to divans only.
Dog Traditional Turkish world view Classical Turkish poetry Turkish belief system
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Dili ve Edebiyatı (Diğer) |
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Mart 2025 |
Gönderilme Tarihi | 14 Kasım 2024 |
Kabul Tarihi | 28 Ocak 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 13 Sayı: 25 |