Bu makalede yazar kaynaklı olarak bir düzeltme gerçekleştirilmiştir. Düzeltilmiş kısmın detayı aşağıda yer almaktadır: Önceden yayınlanış ve anlam olarak yanlış cümleler kurulan sayfa 137. sayfanın son satırlarında başlayan; "Fakat icra ettikleri mey çalgısının en kalın sesinde yani FA sesinde sorunlar ortaya çıkmıştır. Yapısı itibari ile FA diyez sesine ulaşabilmek için bu perde biraz daha küçültülerek soruna çözüm bulmuşlardır (Güler, 2015: 19). Yaşanan bu süreçte mey çalgısının uzun bir dönem sonrası kendi içinde bu çalgının küçük bir değişikliğe uğradığını göstermektedir (Şekil 2.’de Fa ve Fa diyez perde deliklerinin görünümüne ait görüntüler yer almaktadır. Şekil 2. Fa ve Fa Diyez Perde Deliklerinin Görünümü Kullanım açısından mey sazının gövdesindeki en son deliği biraz daha küçük delerek sorunun çözülmesi olumlu bir gelişme olarak iz bırakmasına rağmen bu sefer de FA natürel ses kaybolmuştur. En son ses FA diyez olunca FA sesine ulaşılamamıştır. Hem FA hem de FA diyez sese ulaşmak için günümüz icracıları en son perdeye bant sarmakla FA diyez sesine ulaşırken sarılan bant çıkarıldığında da FA natürel sesi elde etmektedirler. Natürel açılmasının olumlu olduğu söylenebilir, çünkü natürel sesi diyezli hale getirilebilir ancak diyezli sesin natürel yapılması zordur." kısmı, "Fakat icra ettikleri mey çalgısının en kalın seslerinde yani FA diyez ve SOL seslerinde sorunlar ortaya çıkmıştır. Yapısı itibari ile FA diyez sesi tüm perdelerin kapatıldığı zaman çıkan sestir. FA diyez sesinden sonra gelecek olan ses sol perdesindeki sol sesidir. Ölçüsüz ve yanlış açılmış perde yüzünden sol sesi bazen sol diyez olarak duyulabilir. Bu gibi durumlarda FA diyez perdesinin üstünden aşağıya doğru bant sarılarak veya perde deliğini biraz küçültülerek sorun giderilmeye Haliç Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 2020, 3/1: 131-165 Eren, Z. ve Tansever, L. 138 çalışılmıştır. Unutulmamalıdır ki doğru açılmış ölçü olsa bu durumlara hiç gerek kalmayacaktır. Şekil 2. FA diyez ve SOL Perdelerinin Görünümü" olarak düzeltilmiş; Sayfa 151'deki, "Duduk tam manası ile çalınabilindiğinde ses aralığı 2 oktava kadar çıkabilir." cümlesinde "2 oktav" ifadesi "1.5 oktava kadar çıkabilir" olarak düzelmiştir.
Bu çalışmada, geçmişten günümüze kadar olan süreçte belirli aralıklarla ele alınan mey, balaban, duduk çalgılarının kelime anlamları ve tarihsel süreçleri detaylı bir şekilde incelenmiştir. Mey, balaban, duduk çalgılarının biçimleri, bölümleri, ses karakterleri ve kullanım alanlarıyla birlikte, ortak yönleri incelenmiş olup çok az da olsa farklılıkları detaylı bir şekilde belirtilmiştir. Ayrıca Anadolu’da mey, Azerbaycan’da balaban, Ermenistan’da duduk çalgıları bire bir gözlemlerle incelenmiş, bu çalgıları icra eden kişiler ile görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Bu görüşmeler doğrultusunda bu çalgıların yapım aşamasında kullanılan ağaçların isimleri, perde yapıları, üfleme teknikleri ve genel karakteristik özelliklerine değinilmiştir. Bulundukları coğrafi yapılar, kültürler ve folklorik çizgiler, kullanılan farklı diller ve yaşam şekilleri bu sazları ayrı bir kimliğe bürüdüğü görülmüştür. Yapılan gözlemlerden çıkarılan sonuç, bu üç üflemeli çalgının artık müzik dünyasında daha fazla yer bulması gerektiğidir. Bu çalışmada ayrıca bu sazların gövdesinde yapılan bazı değişikliklerle yıllardan beri süregelen gövde üzerindeki görünüm biraz değiştirilmiştir. Sonuçta, bu sazların daha güçlü bir ses dizisine sahip olarak ezgileri daha kolay icra etme potansiyeli kazandırılmıştır. Bu şekli ile de bu sazların diğer sazların yanında etkisinin ve gücünün çoğaltıldığı görülmüştür. Bu çalgıların yapımcılarından, icracılarına hatta dinleyicileri de bilinçlendirilerek gelecek kuşaklara aktarılması ve böylelikle de bu çalgılarla ilgili düşünceleri daha iyi kontrol altına alınabileceği düşünülmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Nisan 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 6 Sayı: 1 |