Modern öznenin bilinç tasarımına yönelik yapılan kritiklerin hemen hemen tümünde, Ortaçağ kişisinde –bilme eyleminin epistemolojik olarak değerlendirilmesi anlamında bilen insanında- bilginin kaynağı, değeri problemine ve onunla serimlediği düşüncelerinin bilgi kuramsal dayanaklarına yapılan eleştiri temel olmuştur. Böyle ele alındığında çalışmanın öncelikle modernizmin özne, akıl, nesne, yöntem ve evrenselcilik gibi kavramlarının Ortaçağ’da nasıl ele alındığının ve dönemin başat ögesi Hıristiyanlık teolojisi ile ilgisinin bilgi kuramsal sorgulanmasının gerekirliliğini kısaca inceleme kaçınılmaz olacaktır. Bilen insanın bilme eyleminin ortaçağ’da ki epistemolojik perspektifinin sorgulanmasının ardından Hegelci deyimle “aklın sahile, güvenli limana ulaştığı” Descartes ve sonrasında Kant’da bilinç tasarımına değineceğiz. Böylelikle Kant’ın; modernizmin zirvesi sayılan Descartes ve tözsel düalizmini saf aklın teorik ve pratik kullanımı ile; insanın anlama yetisinin şeyleri nasıl ise öyle oldukları gibi değil de öznenin kendi formlarına göre bilebileceği felsefesi ve sırf ideler olarak saf akılda kaldıklarında çatışkıya düşecek olan Tanrı, ölümsüzlük ve inanca ait ideleri özgürlük kavramına bağlayarak gerçekleşebileceği olanaklılığa sahip olmalarını özgürlüğün getirdiği epistemolojik zemin sayesinde aşma denemesinin arkeolojisine ışık tutmayı deneyeceğiz.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Şubat 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 3 Sayı: 1 |